Ayna : Bizde ayni sucu isliyoruz ve kendimizi ihbar ediyoruz`

'Tutuklanan yöneticilerimize yöneltilen suçlamalar, parti çalışmalarımızdı. Biz de aynı suçu işliyoruz ve kendimizi ihbar ediyoruz'

Partisinin grup toplantısında konuşan DTP Eşbaşkanı Emine Ayna, partilerine yönelik yapılan operasyonla barış sürecinin sabote edilmek istendiğini belirterek, 'Tutuklanan yöneticilerimize yöneltilen suçlamalar, parti çalışmalarımızdı. Biz de aynı suçu işliyoruz ve kendimizi ihbar ediyoruz' dedi.

Ayna, Ergenekon sürecinin son gözaltılarla sulandırıldığını ve Ergenekon'un tamimiyle Gülen ve AKP denetimine geçtiğini belirterek, 'Yeni Ergenekon iş başındadır. Devlet PKK'yi terörize etmek için Güçlükonak, Beylikdüzü, Güngören olaylarını gerçekleştirdi' diye konuştu.

Demokratik Toplum Partisi (DTP) düzenlediği haftalık grup toplantısında, seçim sonrası partilerine yönelik yapılan gözaltı ve tutuklama operasyonunu değerlendirildi. DTP Eşbaşkanı Emine Ayna, yerel seçimlerin genel seçim havasında geçtiğini, seçmen iradesinin engellemelerden dolayı kısmen sandığa yansıdığını ancak engellemelerin bir bütünen bu iradenin ortaya çıkmasını engelleyemediğini söyledi. 'Sandığa yansıyan bu durumdan AKP'nin doğru bir sonuç çıkaracağını umar ve beklerken tam tersi bir durum ile karşı karşıya kaldık' diyerek DTP'ye yönelik baskıları işaret eden Ayna, Cemil Çiçek ve Başbakan'ın seçim sonrası değerlendirmelerine işaret etti. Ayna, 'Sonrada Başbakan DTP ve Kürtlere karşı uyguladığı tehdit, baskı ve hatta öldürmelerden utanıp sıkılmadan yüzü bile kızarmadan bizleri tehditle oy almakla suçladı' diyerek, Başbakan'ın bu tavrı ile ortaya çıkan demokratik iradeyi tanımayacağının işaretini verdiğini söyledi.

ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye ziyaretini değerlendiren Ayna, Obama'nın Meclis'te yaptığı konuşmasının hiçbir içerik taşımadığını ama herkese gül dağıttığını söyledi. DTP'nin Meclis'te bulunmasından dolayı 21 aydır Meclis'e gelmeyen askerlerin Obama için Meclis'e geldiklerine işaret eden Ayna, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un Harp Akademisi'nde yaptığı konuşmaya dikkat çekti. Söz konusu konuşmada Genelkurmay'ın halka bağlılığının dile getirildiğini hatırlatan Ayna, 'Halkçı Genelkurmay, Türkiye'yi ve Türkiye halklarını seven Genelkurmay, Türkiye halkının seçtiği, Türkiye vatandaşı olan ve Türkiye'nin daha güzel, özgür, demokratik bir ülke olması için mücadele eden DTP Meclis'te olduğu için Meclis'e gelmiyor, ancak ABD Başkanı için Meclis'e geliyor. Türkiye halklarından biri olan Kürtlerin kendi dillerinde konuşmasına asla tahammül etmiyor, ancak ABD başkanının emir, talimat ve beklenti içeren bir amir, bir öğretmen edasıyla yaptığı İngilizce konuşmaya tahammül ediyor ve dinliyor' diye eleştirilerde bulundu.

Ayna askerin meclise gelmesini demokrasiye aykırı bulduklarını da belirterek, 'Bizim sayemizde Türkiye'de böylesi statükocu bir gelenek kırılmıştır' şeklinde konuştu.

'AKP kendi Ergenekon'unu yaratıyor'

Konuşmasında Ergenekon davasını değerlendiren ve dava sürecinde 'AKP Ergenekon'u tasfiye ederek kendi Ergenekon'unu yaratıyor, bir demokrasi hamlesi değil iktidar kavgasıdır' şeklinde yaptıkları tespitlerin doğrulandığını ifade eden Ayna, akademisyenlerin gözaltına alınmasıyla davanın sulandırıldığını söyledi. Ayna şöyle devam etti: 'Gerçekten Ergenekon'un ne olduğunu anlamak mı istiyoruz? O zaman Güçlükonak, Beylikdüzü ve Güngören olaylarını ele alalım. Bugün artık bu olayların devlet eliyle PKK'yi terörize etmek için yapıldığı net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Devlet sırf PKK'ye terör örgütü diyebilmek için Güçlükonak'ta bir minibüs içerisinde 11 kişiyi yakarak öldürmüştür. Beylikdüzü ve Güngören'e bomba bırakmış sivil insanların ölümüne ve yaralanmasına neden olmuştur.'

'Ergenekon halen güçlüdür ve AKP'nin denetimine geçmiştir'

Güçlükonak, Beylikdüzü, Güngören, Koşuyolu Parkı gibi katliamlarla Türkler ve Kürtlerin karşı karşıya getirilmek istendiğini belirten Ayna, AKP eliyle partilerine yönelik geliştirilen saldırıların da aynı çerçevede olduğunu söyledi. 'Partimiz üzerinde estirilen bu terörün ve sürdürülen operasyonların açığa çıkarttığı en önemli gerçeklerden biri de Ergenekon'un hala güçlü ve etkin olduğu ve AKP'nin denetimine geçtiğidir' diyen Ayna, operasyon yapılan ve Ergenekon kapsamında gözaltına alınanların sadece AKP karşıtı olduklarını söyledi. Yeni Ergenekon'un AKP ve Gülen tarafından kontrol ettiğini söyleyen Ayna, 'Partimize yönelik operasyonu başlatan ve sürdüren de AKP-Fethullah Gülen Ergenekon'udur. Savcılık gizlilik kararı almasına rağmen AKP ve Fethullah Gülen medyasına bir takım senaryoların servis yapılması bile DTP operasyonunun arkasında hangi güçlerin bulunduğunu kanıtlamaya yeterdir' diye konuştu. Gülen ve AKP medyasının 'yalan, yanlış, provokatif' haberler servis ettiğine dikkat çeken Ayna, konuyu protesto etti.

'Kürt siyaseti ne zaman yükselişe geçse benzer darbeler yapılıyor'

Türkiye'de demokrasi, özgürlük, barış talepleri; işsizlik ve yoksulluk sorununun bastırıldığını, halk iradesini kırmaya ve toplumsal muhalefeti sindirmeye çalışan devlet ve iktidarın saldırılarının yaşandığını ifade eden Ayna, devletin yerel seçimlerde sandığa yansıyan halk iradesinden korktuğunu ifade etti. Ayna bütün engellemelere rağmen DTP'nin başarısının hazmedilemediğini bunun üzerine devlet, hükümet, yargı, ordu, medya'nın DTP'ye karşı topyekün saldırıya geçtiğini söyledi. Partilerine yönelik devlet-ordu-medya-tarikat ittifakıyla 'eşi benzeri görülmemiş' büyük bir darbe girişiminde bulunulduğunu ifade eden Ayna, 'Bu operasyon hukuki değil, siyasidir. DTP'ye karşı devlet ve hükümet tarafından siyasi bir operasyon yürütülmektedir. Bu kelimenin tam anlamıyla bir darbe girişimidir. Kürt siyasetçilere karşı bu darbe girişimlerinin benzerini 2 Mart 1994'te DEP milletvekillerinin Meclis'te yaka paça gözaltına alınarak cezaevine gönderilmesinde gördük. Kürt siyasetine karşı tepyekün saldırı da Haziran 2006'da HADEP kurultayında bizzat devlet tarafından yönlendirilen bayrak provokasyonu sonrası yaşadık. Kürt siyaseti ne zaman bir yükselişe geçse, ne zaman güçlense hemen ardından saldırılar devreye girmiştir. Bu gün yaşananlar da bu konseptin bir devamı niteliğindedir. Bu, yerel seçimlerde yaşadığı yenilgiyi hazmedemeyen AKP'nin darbe girişimidir. Bu halkın demokratik iradesine karşı çok açık bir saldırıdır, savaş açmadır' diye konuştu.

'Operasyonla kadın özgürlüğünü engellemeye çalışıyorlar'

Saldırının aynı zamanda barışı hedef aldığını ve gözaltına alınan ve tutuklananlar arasında 22 Kadın çalışanları bulunduğunu ifade eden Ayna, 'Bu nedenle, bu operasyon aynı zamanda kadın özgürlük mücadelesine karşı geliştirilmiş bir saldırı ve operasyondur. 29 Mart seçimlerinde seçilen 19 kadın belediye başkanından 14'ü DTP'lidir. Meclisin en büyük üç siyasi partisinin yani AKP, CHP ve MHP'nin toplam kadın belediye başkanı sayısı 5'tir. Bu başarının arkasında Kürt kadınlarının örgütlü mücadelesi yatmaktadır. Bu tutuklamalarla, kadınların örgütlü mücadelesi dağıtılmak isteniyor' dedi.

'YDGM D T P'nin gençlik birimidir'

Ayna, operasyonun diğer bir ayağının da gençlik çalışanlarına yapıldığını ifade eden Ayna, seçimlerdeki başarılarında gençlik meclislerinin emeğinin bulunduğunu, basında 'terörize edilmek' istenen YDGM'nin DTP'nin gençlik birimi olduğunu söyledi.

'P K K silahları susturdu siz de susturun'

22 Temmuz seçimlerine dikkat çeken ve bu seçimlerde Kürtlerin barış için AKP'ye şans verdiğini bu yüzden AKP'nin anayasa tartışmalarını gündeme getirdiğini ancak kapatma davasıyla bunu rafa kaldırdığını söyleyen Ayna, 'Sonrasında AKP'yle pazarlıklar yapıldı, son bir şans verildi ve DTP'yi sandığa gömmesi karşılığında AKP kapattırılmadı' diye konuştu. PKK tarafından 1 Haziran tarihine kadar açıklanan eylemsizlik kararına daha fazla operasyonla cevap verildiğini belirten Ayna, 'Operasyonun PKK'nin eylemsizlik kararını 1 Haziran'a kadar uzattığını açıklamasının hemen ardından devreye konulması tam bir provokasyondur. Hani PKK öncelikle silahları susturmalıydı; işte susturdu. Ama sizde susturmalısınız. Siz silahları susturun bizde gelip sizi öldürelim diyorsanız; bu ne akla, ne mantığa, ne duygulara ne de diyalektiğe uygundur' dedi. Ayna şehirlerde DTP'ye kırsalda PKK'ye yapılan operasyonların yaşanan işsizlik, yolsuzluk ve yoksulluğu kamufle etmeye yönelik olduğunu belirtti. Ayna, çatışmasızlık ve eylemsizlik kararını önemsediklerini belirterek şöyle konuştu: 'PKK açıklamasında demokratik siyaset yapma iradesini de beyan ediyor. Ancak AKP Hükümeti bırakalım PKK'ye silahsız demokratik siyaset kanallarını açmayı, demokratik siyaset arenasında demokrasinin, barışın, Kürt sorununun demokratik çözümünün mücadelesini veren DTP'yi bile hazmedemeyeceğini bu darbe ile ifade etti. AKP'nin Birinci iktidarı PKK'nin silahlı güçlerini sınır dışına çıkarttığı uzun süreli ateşkes sürecine denk geldi. bu fırsatı elinin tersiyle itti. Şimdi yeniden bir fırsat oluşmuştu ki, AKP Hükümeti, bir kez daha uzatılan bu barış elini havada bırakmış, DTP operasyonuyla karşılık vererek, Kürt sorununda çözüm istemediğini, çözümden yana olmadığını açık bir biçimde göstermiştir.'

'AKP tercihini savaştan yana yaptı'

Hükümetin çok tehlikeli bir biçimde ülkemizi kör bir savaşın içerisine sürüklemeye çalıştığı ifade eden Ayna, 'Ülkemizi 1990'lı yıllardan çok daha kötü bir noktaya taşıyacak olan bu süreci kamuoyunun çok net görmesi gerekir. Kan ve gözyaşını isteyen bu hükümettir' dedi. Ayna 'Kürt halkının barış umudunu kırma konusunda' asker ile hükümetin anlaştığını söyledi. DTP'ye yönelik yapılan operasyonun hazırlığının iki yıldır yapıldığına ilişkin iddiaların bir saptırma ve manipülasyon olduğunu belirten Ayna, 'Partimize yönelik bu tutuklama operasyonları kesinlikle seçim sonuçlarıyla bağlantılıdır. Bunun adı DTP operasyonudur. Hükümetin stratejik tedbirinin hedefi Türkiye'nin dördüncü büyük muhalefet partisini demokratik siyasetin dışına itmeye çalışmaktır. Bu tedbirlerin hedefi Kürtlere siyaset yolunu kapamaktır' dedi. Ayna operasyonla Kürtlerin barış ve çözüm umudunu ve iradesini kırılmaya yönelik olduğunu belirterek şöyle konuştu: 'Bakınız! Genelkurmay Başkanı ne diyor? 'Terörle mücadelenin en önemli hedefi başarı umutlarının kırılmasıdır' diyor. İşte DTP operasyonuyla hedeflenen tam da budur. Halkın umudunu kırmaktır. 30 yıl. Koskoca bir 30 yıl geçti. Biz artık sayısını ve isimlerini bile hatırlamıyoruz. Sayısız Genelkurmay başkanı ve başbakan bitireceğiz, kökünü kazıyacağız, umutlarını kıracağız diyerek yola çıktı. Bu halk bitmedi, kökü kazınmadı, bu halkın değil umutlarının kırılması, umutları her gün biraz daha katlanarak arttı. Yaşananlara bakalım. 17 bin faili meçhul cinayet işlendi bu ülkede. İnsanlar bir gece evinden alınıp katledildi, asit çukurlarına atıldı. Kemikleri bile bulunmasın diye yakıldı. Cezaevlerinde insanlık dışı işkenceler yapıldı. ama bu yapılanlar halkın umutlarını kırmadı. Bizim umutlarımızı kırmadı. Aksine bu yapılanlara karşı öfkelendik ve daha çok özgürleşme mücadelesinin içerisinde yer aldık.'

'Darbe sistemimize dönüktür'

Ayna operasyonla Meclis tarzı yatay örgütlenme modellerinin hedeflendiğini belirten Ayna, 'Ve bugün bu darbe tam da halk tarafından olumlanan kabul gören bu sistemimize dönüktür. Gözaltındaki arkadaşlarımıza sorulan sorular genel de nasıl olurda bir alt birim bir milletvekiline görev verir? gibi sorulardır. Buradan sizlere soruyorum; Biz DTP olarak; AKP, CHP, MHP gibi partinin ve tüm üyelerinin kaderi genel başkanın iki dudağı arasında olan otoriter, merkezi, kralcı bir örgütlenme modeline mahkum muyuz?' diye tepki gösterdi. Ayna operasyonda yüzlerce üye ve yöneticilerinin tutuklandığını hatırlatarak, sorulan soruların komik olduğunu söyledi. Ilısu Barajı'nın engellenmesine yönelik parti kararları bulunduğunu savunan Ayna, 'Bu suçu bende işliyorum. Kendimi ihbar ediyorum. Anadilde eğitim kampanyaları düzenlemek, bu konuda mitingler ve protestolar örgütlemek; bu suç güzel bir suçtur; anadilde eğitim parti kararımızdır, bu suçu bizde işliyoruz, kendimizi ihbar ediyoruz' diye konuştu.

'Operasyonla demokratik siyaset tıkatılıyor'

Tutuklanan arkadaşlarının Sabri Ok'u aramayla suçlandığını hatırlatan Ayna, 'Sabri Ok'u ben de arıyorum. Kendisi 20 yıl PKK davasından cezaevinde yatmış, cezası bitmiş, çıktıktan sonra askerliğini yapıp, demokratik siyaset yapma isteği ile partimize gelmiştir. Mevcut yasalar partimizin organlarında üye olup çalışmasına izin vermemektedir. Bizde mevcut enerjisini, birikimini partimizin çalışmalarına katabilmesi için kendisini resmi siyasi danışmanımız ve dış ilişkiler bürosu çalışanımız olarak atamış bulunmaktayız. Bu nedenle yurt dışındadır' dedi. Operasyonla demokratik siyasetin tıkandığını belirten Ayna, 'Siz demokratik siyaseti kapatırsanız insanları dağa çıkmaya zorlarsınız. Genelkurmay başkanı konuşmasında dağdakileri indirmekten bahsederken, aksine demokratik siyaset yapanları engelleyin onlara dağın yolu açın mı demek istiyordu?' diye konuştu. Ayna, bundan dolayı arkadaşlarının PKK olmakla suçlanamayacağını belirterek, 'Aynı fiili işlediğimiz için bizi de PKK'li ilan edersiniz' dedi.

Sorunların ancak diyalogla çözülebileceğini belirten Ayna, hükümete 'Etnik siyaset yapmaktan vazgeçin, sadece Türklük diyerek bir yere varamazsınız' diye seslendi. 'Etnik siyaset faşizmdir. Faşizm sadece hitlerin yaptığı gibi bir kimliğin diğer kimliği fırınlarda yakması değildir. Bir kimliği diğer kimliklerden üstün görmek faşizmdir' dedi ve anayasanın değiştirilmesini istedi.

'P K K eylemsizlik kararını geri almadan harekete geçelim'

Ayna PKK'nin yapılan operasyonlara karşı, 'Bunlar devam ederse eylemsizlik kararımızı gözden geçiririz' açıklamasını hatırlatarak, 'Eğer barışçıl çözüm konusunda kararlıysak, PKK bu kararından vazgeçmek zorunda kalmadan Türkiye Cumhuriyeti bu çatışmasızlığa bir cevap vermesi zorlamalıyız. Bu konuda en büyük görev demokrasi ve barış güçlerine düşüyor' çağrısında bulundu. Ayna söz konusu sürece destek vermek amacıyla 17 Mayıs'ta Türkiye'nin her yerinden Ankara'ya bir yürüyüş düzenleyeceklerini söyledi.

'Aynı suçu biz de işliyoruz'

Tutuklanan parti yöneticilerinin suçlandıkları gerekçelerin parti olarak yürüttükleri çalışmalar olduğunu dile getiren Ayna, 'Bir iddia Hasankeyf'in sular altında kalmaması için yapılan çalışmalardır. Bu bizim partimizin yürüttü bir çalışmadır. Aynı suçu ben de işliyorum ve kendimi ihbar ediyorum. Yine söylenen bir diğer iddia olan anadilde eğitim hakkı partimizin çalışmasıdır. Bu suçu da işliyor ve kendimizi ihbar ediyoruz' dedi.

Ankara'ya yürüyüş düzenlenecek

Ayna, konuşmasının sonunda, operasyon ve tutuklamaları protesto etmek amacıyla, 17 Mayıs'ta Ankara'da miting düzenleyeceklerini ifade ederek, her kese katılım çağrısında bulundu.(DiHA)

0 Kommentare: