Ergenekon içerde, zihniyeti görev basinda


PKK'nin çatışmasızlık kararını ilan etmesinin ardından DTP'ye karşı düzenlenen büyük operasyon 1993'ten bu yana 5 kez ilan edilen ateşkesler sürecinde yaşanan derin provokasyonları bir kez daha hatırlattı. Bu kez AKP'nin 'derin devleti' Kürtlere karşı harekete geçmiş durumda. PKK'nin seçim sürecinde fiili olarak uyguladığı çatışmasızlık sürecini 1 Haziran'a kadar uzattığını açıklamasının ardından DTP'ye karşı düzenlenen büyük operasyon 1993'ten bu yana 5 kez ilan edilen ateşkesler sürecinde yaşanan derin provokasyonları bir kez daha hatırlattı. DTP operasyonu, Ergenekon'un tasfiye edilmediğini, tam tersine daha önceki barış süreçlerini sabote eden derin devletin halen etkin ve güçlü olduğunu ortaya koydu. Bu kez AKP'nin 'derin devleti' Kürtlere karşı harekete geçmiş durumda. Türkiye'de ne zaman barış süreci için bir adım atılsa, karşılığında sivil-demokratik açılımlar değil 'derin provokasyonlar' devreye giriyor. Türkiye'deki 'derin devlet' gerçeğinin değişmediğini gösteren bu provokasyonlar zincirinin sonuncusu PKK'nin eylemsizlik kararını 1 Haziran'a kadar uzattığını açıklamasının hemen ardından devreye girdi. Ankara'dan düğmeye basan güçler, PKK'nin eylemsizlik kararına DTP'ye karşı düzenlenen büyük operasyonla karşılık verdi. Barış sürecini sabote etmeyi hedefleyen bu girişim 1993'ten bu yana ateşkesler döneminde yaşanan provokasyonları bir kez daha hatırlattı. PKK'nin ilk ateşkesini ilan ettiği 1993'te Türkiye Özal'ın da devreye girmesiyle birlikte Kürt sorununun demokratik çözümüne oldukça yakınlaşmıştı. Ancak, çatışmalı ortamın sona ermesini istemeyen devlet içi odaklar devreye girdi. Önce Özal'ın kuşkulu bir biçimde ölmesi, ardından da Bingöl'de 33 askerin vurulması barış sürecini tersine çevirerek, şiddetli bir savaş döneminin başlamasına neden oldu. Barış süreçleri sabote edildiPKK, 24 Aralık 1995'te yapılan genel seçimler öncesi barışa şans tanımak için ikinci kez ateşkes ilan etti. Ancak muhatap yine 'derin devlet' oldu. JİTEM Şırnak'ın Güçlükonak ilçesinde 13 köylüyü öldürdü. Güçlükonak katliamı ve ardından PKK'ye yönelik sürdürülen kapsamlı sınırötesi operasyonlar nedeniyle ateşkesin ömrü fazla uzun olmadı. 1998 Eylül'ünde ilan edilen üçüncü ateşkes de tek taraflı kaldı ve süreç bu kez Öcalan'ın Türkiye'ye teslim edilmesine kadar uzanan uluslararası komployla sonuçlandı. PKK'nin 3 Ağustos 1999'da silahlı güçlerini Türkiye sınırları dışına çıkartmasıyla birlikte üçüncü ve en uzun ateşkes süreci başladı. Çatışmaların durmasıyla birlikte demokratik adımlar açısından önemli bir zemin oluşmuştu. Ancak devlet içi odaklar bu kez 'PKK siyasallaşıyor' tezini ileri sürerek, çözüm adımlarının atılmasını engelledi. Operasyonların başlamasıyla birlikte PKK, Haziran 2004'te meşru savunma kararı aldı ve çatışmalı dönem yeniden başladı. Şemdinli, KoşuyoluBaşbakan Tayyip Erdoğan, 2005 Ağustosu'nda aydınlarla bir araya gelerek Kürt sorununu görüştü. Ardından Diyarbakir'a geçen Erdoğan, ilk kez Kürt sorununu telaffuz etti ve çözüme dair bazı ılımlı mesajlar verdi. Kürt sorununun çözümüne yönelik alt-üst kimlik bağlamında bazı tartışmalar başlamıştı ki, bu kez de JİTEM'in Şemdinli'deki bombalı provokasyonları devreye girdi ve 'derin eller' bir kez daha çözüm sürecini sabote etmeyi başardı. 2006 Ağustosu'nda bu kez devlet içerisinden bir kanat, DTP'yle temasa geçerek, çatışmaların durdurulması için yeni bir ateşkes sürecinin başlatılması talebinde bulundu. Bu talebi olumlu karşılayan Kürt tarafı, ateşkes hazırlığı yaparken savaş kliği de boş durmadı ve Türk İntikam Tugayı tarafından 12 Eylül'de Diyarbakır Koşuyolu'nda 11 kişinin yaşamını yitirdiği bombalı saldırı düzenlendi. Buna rağmen geri adım atmayan PKK, 1 Ekim'den geçerli olmak üzere beşinci ateşkesini ilan etti. Ancak Genelkurmay'ın operasyonları daha da ağırlaştırarak, sınırötesi harek‰ta dönüştürmesiyle birlikte ateşkes tıpkı öncekiler gibi işlevsiz hale geldi. Ergenekon zihniyeti devredeAteşkesler sürecini sabote eden bütün bu provokasyonların devlet içi güçlerce gerçekleştirilmiş olması bugün Türkiye'de Ergenekon'la anılan 'derin devlet' gerçeğinin değişmediğinin kanıtı niteliğinde. PKK'nin çözüme bir kez daha şans tanımak için eylemsizlik kararını 1 Haziran'a kadar uzattığını açıklamasının hemen ardından DTP'ye karşı başlatılan operasyon da bu provokasyonlar zincirinin bir halkası olarak duruyor. Çözüm arayışlarına devletin yanıtı olarak algılanan DTP operasyonu, Ergenekon'un tasfiye edilmediğini, tam tersine daha önceki barış süreçlerini sabote eden 'derin devlet' yapılanmasının halen etkin ve güçlü olduğunu ortaya koyuyor. DTP'nin Ergenekon konusundaki 'Kürt sorunu çözülmediği sürece derin devlet ortadan kalkmaz. Yapılan operasyon derin devletin el değiştirmesidir' tezi bir kez daha doğrulanmış oldu. 1990'larda Çiller-Doğan Güreş yönetimindeki özel savaş kanadı etkindi, bu kez AKP'nin kontrolündeki 'derin devlet' devrede. Kamuoyunda yaratılmaya çalışılan algının aksine kontrol altına alınanların Ergenekon'un sadece ulusalcı kanadını kapsadığı son gelişmelerle bir kez daha ortaya çıktı. Demokratik çözüm ve barış arayışlarına karşın Kürt sorununu çatışma ve şiddet çizgisinde tutma konseptini yürüten asıl kanat ise, varlığını halen etkin bir şekilde sürdürüyor. İLHAN ERDEM

0 Kommentare: