`FinanceDog` Millionare!


Hindistan'daki acı gerçek!

Uluslararası bazı örgütler, basın ve bazı akademisyenler tarafından hızlı gelişen ekonomiler arasında gösterilen ve ABD'ye dahi rakip olabileceği kaydedilen Hindistan nüfusunun yüzde 77'si, yani yaklaşık 836 milyon kişi, günde yarım dolardan az bir parayla geçiniyor.

ABD'nin etkili rakibi olacak ekonomik güce sahip olduğu savunulan 1 milyar nüfusa sahip Hindistan'da azınlık varsılların aksine milyonlar yoksulluğun pençesinde kıvranıyor. Hükümete bağlı 'Ulusal Organize Olmayan Sektörlerde İşletmeler Komisyonu'nun hazırladığı rapora göre ülkede yaklaşık 836 milyon kişi (nüfusun yüzde 77'si), günde yarım dolardan az bir parayla geçiniyor. Raporda günde 20 rupi'den (50 sent) az bir parayla geçinenlerin hiçbir işi ya da sosyal güvencesi olmayan kayıt dışı emek piyasasından kişiler olduğu belirtildi. 'Organize Olmayan Sektörlerde Çalışma Koşulları ve Geçimin Desteklenmesi' adlı raporda, 'Bu kişilerin çoğu için çalışma koşulları tam anlamıyla kınanacak durumda ve geçinme imkanları aşırı derecede düşük' denildi.

Raporda, 'bu koşulların, hem ülke içinde hem de ülke dışında ekonomik rekabetin sağladığı güçle küreselleşmenin zorluklarıyla başarılı biçimde mücadele etmiş parlayan Hindistan'la yan yana, rahatsız edici biçimde birlikte varolduğu' vurgulandı. Hindistan yetkilileri, nüfusun yüzde 26'sının günde 12 rupi olarak belirlenen yoksulluk sınırının altında yaşadığını belirtiyor.

Zengin daha zenginleşiyor

1990'lardan itibaren yürütülen ekonomik liberalizasyonun 300 milyonluk güçlü bir orta sınıf yarattığı ve son 4 yılda yıllık ortalama yüzde 8,6'lık bir büyümeye yol açtığı, ama bu ekonomik büyümenin milyonlarca yoksula hiçbir şey kazandırmadığı kaydedildi. 2004-2005 yıllarına ait verilere dayanan rapora göre, Hindistan'ın 457 milyonluk toplam işgücünün yüzde 92'si tarım işçisi ve çiftçi ya da taş ocağı, tuğla ocaklarında işçi ya da sokak satıcısı olarak çalışıyor. Raporda, 'sefalet koşullarında' çalışanların ve yaşayanların çoğunluğunu aşağı kasttan Hinduların, aşiret üyelerinin ve Müslümanların oluşturduğu, bunlar arasındaki en dezavantajlı kimselerin ise kadınlar, göçmen işçiler ve çocuklar olduğu ifade edildi. Raporda, 'Bu, 'Sıradan İnsanların Hindistan'ı olarak tanımlanabilecek öteki dünyadır. Bu dünya, nüfusun dörtte üçünden çoğunu oluşturuyor ve ekonomik büyümenin genel olarak paypas ettiği insanlardan oluşuyor' denildi.

Başbakan Manmohan Singh'e sunulan raporda, hükümetin organize olmayan sektörde çalışanlara annelikle ilgili ve sağlık harcamalarını karşılama gibi sosyal güvenlik hakları vermesi önerildi. Nükleer silaha sahip olan Hindistan'da ekonominin çevirdiği kaynağın büyük kısmı silahlanmaya aktarılıyor. Yönetimlerin bu soruna çözüm formülleri ise ortada görünmüyor. (YENİ DELHİ)

Varoşlar milyarderlere karşı

P. Sainath*

Hindistan’ın en zenginlerinin net geliri, Forbes’un son listesinde üçüncülüğe geriledi. 2007’de 335 milyar dolara ulaşmıştı. Ki bu, bir milyar nüfusu olan bir halkta 53 kişinin, uluslarının gayri safi milli hasılasına (GDP) denk zenginliği üçüncü kez yakalaması demekti. Bu yıl rakam, 107 milyar dolara düştü. Ancak, ikinci sıradaki Çinlilerden hala daha fazla gelire sahip ekibimizde bazı teselli nedenleri var. Ve şimdi, bütün İskandinav uluslarınkinden fazla gelire sahip 8 milyarderimiz olsa da İskandinavlar, dünyadaki en iyi yaşam standartlarına sahip olmakla övünüyorlar.
Forbes’un puanlamasında “2008’deki dünyanın en zengin 10’u içinde 160 milyar dolarla 4 Hindistanlı vardı”. Bugün, aynı dörtlünün 54 milyar doları var. Ancak 29 Hindistanlı kodaman, maneviyatı bozulmaması gereken sade milyonerler durumuna geriledi. Forbes, bize rahatlatan sözcükleri sundu. “Zenginlik rüzgarı hızla değişebilir. Tekrar bu kodamanların rotasına uygun esebilir.” Fırtınalar ilerletilebilir.
Hindistan kapitalizminin bu rüzgarı, aynı zamanda gerçekten çirkin bir efsaneye ve daha uzun vadeli bir belirsizliğe doğru ilerliyor. Hindistan, Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Endeksi’nin (HDI) 179 ulus arasındaki yeni sıralamasında 132. sıraya düştü. 1990’dan beri Birleşmiş Milletler’in Gelişim Programı her yıl bize, İnsani Gelişim Raporu’nun bir parçası olarak bu endeksi veriyor. HDI, insani gelişimin üç ölçütünü arıyor: Ortalama ömürle ölçülen, uzun ve sağlıklı bir yaşam. Yetişkin okuryazarlığıyla ölçülen, eğitilmiş olmak. Üçüncüsü de, Alım Gücü Paritesi (PPP) ile ölçülen ABD dolarına göre kişi başına düşen gelir.
2007-2008 endeksinde Hindistan 128. sıradaydı. Şimdi 132.’yiz. On yıllık süreçte Endeks’teki en kötü notumuz bu. Bunun anlamı, diğer şeyler içinde, Forbes’un ünlü salonunda hiç olmamış küçük Butan’ın bile yeni HDI sıralamasında bizim üstümüzde olmasıdır. Bu küçücük Himalaya ulusu, 131. sırada. Butan, Birleşmiş Milletler’in HDI listesinde dünyadaki en alttaki 15 ulusundan biri. Hiçbir zaman dünyada en hızlı gelişen ekonomiler arasında olamadı.
132. Hindistan, Kongo, Bostvana, ve Bolivya gibi Latin Amerika’nın en fakir ülkeleri olarak bilinen cumhuriyetlerden de geride kaldı. 60 yıldır savaşta yaralı, toprakları işgal edilmiş Filistin bile bizim üstümüzde. 20 yıldır süren savaşla harap olan başka bir komşu Sri Lanka, birkaç dereceyle bizi geçti. Onlar hala Hindistan’ın 28 basamak üstünde 104. sıradalar. Vietnam, ABD’ye karşı verdiği savaşta milyonlarca zayiat verdi. Yıllar sonra Vietnam’ın tarımı, yeni yeni toparlanıyor. Ancak Vietnam, 114. sırada. Ve Çin gerilemesine rağmen 94. sırada.
Kötü haberlerle ilgili kötü haberler, 2006 yılıyla ilgili ‘iyi haberler’ günlerini yansıtıyor. Sensex coşmuştu. 10 bin, hatta ilk kez 14 bin rekoru kırıldı. Hindistan ekonomisi, 2006-2007’de yüzde 9.6 ve 2005-2006’da yüzde 9.4 gelişti. 53 dolar milyarderini aştığımızda bu sözde cennet günleri, Hindistan’ın insani gelişimde 132. sıraya düşmesini hızlandırdı. Tarihte sık sık, zenginlik fakirlerin daha az yemesi üzerinden gelişir. Böylece güncellenmiş HDI rakamları ekonomik düşüşü yakalamaya başlamıyor. Bu faktörler geri teptiğinde manzara az çok düzelecek. PPP’nin yeniden incelemesiyle 2007’deki tahminleri yakaladılar. Eğer Endeks PPP’nin daha eski verilerini kullanıyorduysa, berbat HDI performansımız daha da kötü olabilirdi. Yeni veriye göre, Hindistan’ın kişi başına alım gücü 3 bin 452 dolardan 2 bin 489 dolara düştü.
132’nin altına düşsek de kişi başına gelirde GDP’deki yerimiz, daha üstte. Şimdi bile listedeki sıramız, HDI’nin sıralamasından 6 basamak yukarıda. O, bizi olduğumuzdan daha iyi gösteriyor. Örneğin, mevcut sıralama dışında, 2006’da kişi başına gelir için GDP verilerinden dolayı Birleşmiş Milletler araştırmacıları, Hindistan’ı gelişen bir yer olarak gösterdi. Hindistan daha sonra iki sıra birden düştü, listeye Karadağ ve Sırbistan da girdi. İkisinin de çıkışı bizimkinden iyi. PPP’nin verilerinin güncellenmiş bir sonucu olarak bu iki yerden daha da uzağa düştük. Ki bu, altımızdaki son dört sırayla arayı nasıl kapattığımızı da gösteriyor.
GDP’deki sıramızın HDI’dekinden fazla olmasının anlamı nedir? Bunun anlamı, sizin, insani gelişimdeki gelir değişikliğinde daha başarısız olduğunuzdur. Bizim GDP’deki kişi başına gelir sıramız HDI’deki sıramızdan 6 numara daha büyük. Vietnam’ın 114. HDI sırası, kendi GDP sıralamasından 15 numara daha büyük. Tarihsel sorunlara rağmen bizimkinin aksine Vietnam, insani gelişimdeki zenginliğini büyük bir hızla ilerletti.
Küba 48. sırada ve böylece HDI’deki ilk 50 ulusu geride bırakmış durumda. GDP’ye göre, Küba’dan üç kez daha üst sırada olan Suudi Arabistan’ın önünde 7 ülke var. Bu listede Suudi Arabistan 35. sırada ve Küba’nın üstünde. Fakat insani gelişim konusuna gelindiğinde, Suudi Arabistan Küba’dan 7 sıra geride. Düşük gelirin dışında Küba, on yıllarca zorlu yaptırımlar altında yaşadı. Yaptırımlar, maruz kalınan büyük baskı ve bütün önemli noktalar üstüne ödenen büyük bedellerdi. Şimdi Küba’da ortalama ömür, 77.9 yıl. Bu, 78 ortalamaya sahip ABD ile aynı, 64.1 ortalamaya sahip Hindistan’dan 14 yıl daha fazla.
Bu arada ABD, 12 ‘den 15’e düşerek tarihindeki en kötü yerini aldı. 1995 ile 2000 yılları arasında ABD, daima ilk 5’teydi. Hindistan gibi onun da HDI’deki düşüşü, en iyi olarak gördüğü Serbest Pazar’ın Altın Çağı, neoliberalizmin nirvana yıllarına döndü. Ekonomik reformlar gerçekleştirilen 1992’de Hindistan 160 ülke arasında 121. oldu. Bugün Hindistan, 179 ulus arasında 132. Numaralar ve metodolojideki değişiklikler nedeniyle doğru karşılaştırma yapmak zor. Ancak umut verici olmayan gidişat oldukça açık.
Milyonerlerin ve milyarderlerin sayısı ikiye üçe katlansa da, 2002’den beri HDI rakamları, ulusların insani gelişimdeki zenginlik dönüşümünün sürekli kötüye gittiğine işaret ediyor. Şimdi milyarderlerin sayısı azalmış durumda ama varoşlarda yaşayanların sayısı azalmıyor. Hükümetin 2007 raporunda da gösterildiği gibi, en az 836 milyon Hindistanlı, bir günde 20 Rubbe’den daha azla yaşıyor. Bunlardan 200 milyonundan fazlası günlük 12 Rubbe’den daha az kazanıyor. Ve bunlar, ekonomik krizden önceki rakamlar. Belki de, dünyanın en fakir 500 ülkesini sıralayan yeni bir Forbes 500 listesine ihtiyacımız var. O zaman bizi kim geçebilir?

(*)Counterpunch'tan çeviren: Mehmet Aksoy (Evrensel - Hayat)

0 Kommentare: