Kontrgerillanın laboratuvarı: Kıbrıs


Ergenekon'un Kuzey Kıbrıs'a uzanması dikkatleri yeniden adadaki derin örgütlenme üzerine çekti. Kuzey Kıbrıs yıllardan bu yana, Türkiye'deki Özel Harp ve Kontrgerilla örgütlenmesinin laboratuvar olarak kullandığı, üstlendiği bir yer oldu. İddianamenin aksine adadaki örgütlenmenin boyutları çok daha derinlere uzanıyor. Genelkurmay adına Ergenekon'u cezaevinde ziyaret eden eski Kuzey Kıbrıs GKK Korgeneral Galip Mendi başta olmak üzere birçok isim adadaki faaliyetlerde başrolde oynadı. Ülkede Özgür Gündem Gazetesi 2006'da yayınladığı 'Kızılelma Kıbrıs'ta yeşerdi' manşetiyle bugünkü gelişmelere ışık tutmuştu.Türkiye'deki kontrgerilla örgütlenmesinin Kuzey Kıbrıs'taki en önemli ayağını ismi daha sonra Sivil Savunma Teşkilatı (SST) olarak değişen Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) oluşturdu. Kuzey Kıbrıs Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı'yla koordineli hareket eden SST-TMT'nin adı Türkiye'nin resmi Kıbrıs politikasının ada halkına dikte ettirilmesinden sindirme amaçlı siyasi cinayetlere, bombalama olaylarından kara paraya kadar birçok karanlık faaliyette geçti. Dönemin Kuzey Kıbrıs Lideri Rauf Denktaş, eski Başbakan Derviş Eroğlu ve adadaki ülkücü uzantılar özel örgütlenmenin emrinde çalıştı. Kuzey Kıbrıs ile Ankara arasındaki koordinasyonu sağlayan ise adadaki Türk Büyükelçiliği oldu. Adadaki karanlık olaylarda adından sıkça sözettiren isimlerin başında Eski Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Galip Mendi geliyor. Halen Kocaeli Garnizon Komutanı olan Korgeneral Mendi geçtiğimiz eylül ayında Genelkurmay tarafından görevlendirilerek, Ergenekon tutuklularını Kocaeli 2 No'lu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde ziyaret ederek dikkatleri üzerine çekmişti.Adalı cinayeti1992-1994 yılları arasında Genelkurmay'a bağlı Özel Kuvvetler Okul Komutanlığı yapan Mendi, Kuzey Kıbrıs'ta sol parti binalarının bombalandığı, muhalif aydın ve yazarların kurşunlandığı 1994-1996 yılları arasında ise SST Başkanı'ydı. SST'nin adının karıştığı en önemli olaylardan birini Gazeteci yazar Kutlu Adalı cinayeti oluşturuyor. Muhalif yazar Adalı, Mendi'nin görevde olduğu 6 Temmuz 1996 gecesi evinin önünde uzi marka silahlarla taranarak öldürülmüştü. Cinayetle ilgili soruşturma derinleştirilince Susurluk kazasında ölen kontrgerilla elemanı Abdullah Çatlı'nın ismine ulaşıldı. Çatlı'nın o dönem birçok kez Kıbrıs'a gidip geldiği ortaya çıkmıştı. Adalı cinayetinde SST Başkanı Albay Galip Mendi'nin de adı geçiyordu. Kutlu Adalı'nın eşi İlkay Adalı, mahkeme kayıtlarındaki ifadesinde Mendi'nin birkaç kez eşini telefonla tehdit ettiğini söylemişti. Mendi, 2000 yılında Kuzey Kıbrıs Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı'na terfi ettirildi. Adalı'nın ailesi ise cinayetin peşini bırakmayınca AİHM yargıçları, 2003 Haziranı'nda Kuzey Kıbrıs'a gelerek Ledra Palace Oteli'nde Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Galip Mendi'yi sorguladı. Mendi, Adalı cinayetiyle ilgisinin olmadığını savunarak suçlamaları reddetti. Mendi'nin görev süresinde muhalif Avrupa Gazetesi, 2000 ve 2001'de iki kez bombalandı, matbaası havaya uçuruldu. Mendi'den cesaret alan 'Ülkü Ocakları' da adada terör estirerek, Kuzey Kıbrıslılar üzerinde baskı kurmaya çalıştı. Baskının nedeni Kuzey Kıbrıslıların polis teşkilatının İçişleri Bakanlığı'na bağlanması talebiydi. Halk, adada yaşanan provokasyonların ve karanlık olayların aydınlatılamamasını emniyet teşkilatının Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı olmasına yani Ankara'nın emrine tabi olmasını bağlıyordu. Bu yüzden adada muhalif siyasetçi, gazeteci ve sendikacılar üzerinde baskı iyice arttırıldı. Avrupa Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Şener Levent ile gazetenin iki yazarı 'casusluk' iddiasıyla gözaltına alındı. Bu olay Kuzey Kıbrıs'ta büyük tepki uyandırdı ve halk sokaklara döküldü.Kıbrıs şahinleriKıbrıs'ta 24 Nisan 2004'te yapılan Annan Planı referandumu öncesi Ergenekon davası sanığı Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, eski Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel, Eski Saadet Partisi Milletvekili Oya Akgönenç ve Ergenekon tutuklusu Türk Metal-Sen Eski Başkanı Mustafa Özbek ile emekli subaylardan oluşan 'Kızıl elmacılar' adaya yığınak yaparak, köy köy Annan Planı karşıtı kampanya örgütledi. Ergenekon tutuklusu emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin de kampanyanın başını çeken isimler arasındaydı. Tekin, aynı zamanda Mendi görevdeyken kurulan milliyetçi 'Ulusal Halk Hareketi' adlı oluşumun da aktif görevlisiydi. 1974 Kıbrıs harekatına da katılan Tekin, Denktaş'tan madalya almıştı. O dönem Ege Ordu Komutanlığı'nda görevli olan Galip Mendi referandum öncesi Kuzey Kıbrıs'ta yeniden sahneye çıktı. Kuzey Kıbrıs'taki sivil toplum örgütleri Mendi'nin adada bulunma nedenini Büyükelçiliğe sormuş 'Ailesiyle tatile geldi' yanıtını almıştı. Ancak Mendi'nin tatil için değil, Annan Planı karşıtı kampanya için adada bulunduğu ortaya çıkmıştı.Sermayeleri 'yeraltında'Türkiye'deki faaliyetlerinin provasını Kuzey Kıbrıs'ta yapan Ergenekon'cuların mali kaynağını ise Girne'deki kumarhaneler ve 'yeraltı örgütlenmeleri' oluşturuyor. Girne'de otel vb. şaibeli yatırımları bulunan eski Türk Metal-Sen Başkanı Mustafa Özbek de Ergenekon'un sermaye kaynakları arasında. Denktaş'ın dostu Özbek'e ait Avrasya TV Ergenekon'un adadaki en önemli kitle iletişim aracını oluşturdu. Avrasya TV'nin aynı zamanda kara paranın aklanmasında da kullanıldığı iddialar arasındaydı.Gazetemiz Gündem yazmıştıErgenekon örgütlenmesinin Kuzey Kıbrıs'taki faaliyetlerini Ülkede Özgür Gündem Gazetesi, 25 Mayıs 2006'da 'Kızılelma Ada'da yeşerdi' manşetiyle duyurmuştu. Haberde, Ergenekon tutuklusu Muzaffer Tekin, Türk Metal-Sen eski Başkanı Mustafa Özbek ve daha birçok ismin adadaki faaliyetleri ayrıntılı olarak yer almıştı. Üç yıl aradan sonra Ergenekon'un Kıbrıs uzantısı sınırlı da olsa iddianamedeki yerini aldı.Kıbrıs'taki patlamalarKuzey Kıbrıs'ta 1989'den bugüne 50'yi aşkın bombalama olayı yaşandı. Galip Mendi'nin 1994'te Kuzey Kıbrıs Sivil Savunma Teşkilatı (SST) Başkanlığı'na atanmasıyla birlikte adadaki karanlık olaylar trafiği de hız kazandı. Bombaların hedefinde Kıbrıslı muhalifler yer alıyordu. Muhalif parti ve gazete binaları bombalanarak, Ankara'ya karşı sesini yükseltmeye başlayan Kuzey Kıbrıs halkı sindirilmeye çalışılıyordu. Mendi'nin SST Başkanlığı'nı yürüttüğü 1994-1996 arası adada tam 9 patlama yaşandı. Bunlar arasında en dikkat çekeni 2 Mayıs 1996'da muhalif Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin (CTP) Lefkoşa İlçe binasındaki patlama oldu. Bunu 1 Haziran'da Demokrat Parti Genel Merkezi'ndeki patlama izledi. 1996'da Girne'deki Saint Parnabas Manastırı'na gece yarısı yapılan gizli operasyonda da yine Mendi'nin adı geçiyordu. Annan Planı'na yönelik referandumun yapıldığı 26 Nisan 2004 öncesi ve sonrasında Kuzey'de peş peşe bombalar patladı. Cumhurbaşkanı Talat'ın 18 Şubat 2004'te Girne'deki konutu bombalandı. Ardından bu kez çözüm yanlısı yayın yapan Asil Nadir'e ait Kıbrıs Gazetesi'ne 6 Mayıs 2004'te bombalı saldırı düzenlendi. Ölü ve yaralanın olmadığı saldırı aydınlatılamadı. 11 Mayıs 2004'te Gönyeli bölgesinde terk edilmiş şüpheli bir araçta büyük miktarda C-4 patlayıcı bulundu. Aracın Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı'nda görevli O.Y. adlı bir astsubaya ait olduğu belirlendi. Muhalif gazetelerden Afrika Gazetesi de aynı dönemlerde iki kez bombalandı. 1-2 Eylül 2004 tarihleri arasında Rumlar tarafından yapılacak ayin öncesi tüm dünyanın gözlerinin üzerinde olduğu Güzelyurt'taki Ay Manas Kilisesi bombalandı. Failler yine bulunamadı. Kıbrıs polisinin yaptığı incelemede patlayan bombalar C-4, TNT ve MKE yapımı olarak kayıtlara geçti. Danıştay'a yapılan silahlı saldırıdan bir gün sonra 18 Mayıs 2006'da, muhalif Afrika Gazetesi'nin yazarlarından Ali Osman Tabak'ın aracına bomba konulması dikkat çekmişti.Soyer: Başsavcı tehdit ediliyorRauf Denktaş ve Derviş Eroğlu hakkında soruşturma talep eden Kuzey Kıbrıs Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, 1998'de Kıbrıs'taki seçime müdahale edildiği yönünde bilgilerin bulunduğu rapora 3. Ergenekon iddianamesinde yer verilebileceğini belirtti. Basın toplantısı düzenleyen Soyer, raporu açıklamasını 'Elime yeni geçti, her türlü riski göze alarak bunu yaptım. Kim olursa olsun, bir darbeye doğru giden bir müdahaleyi hiçbir demokrat insanın kabullenmesi mümkün değil' diye savundu. Kıbrıs'ta Ergenekon soruşturması açılması için Türkiye'deki herhangi bir kurumdan bir talep gelmediğini belirten Soyer, seçim sonrası araştırma komisyonu kurulması için önerge vereceğini açıkladı. Soyer, o dönemlerde, Kıbrıs Başbakanı Derviş Eroğlu ve daha sonraki Başbakan Mehmet Ali Talat'ın evlerinin önünde bombalar patladığını anlattı. Soyer, Başsavcı'nın resmen tehdit edildiğini de açıkladı.İlhan ERDEM / İSTANBUL Günlük

0 Kommentare: