Guney Kurdistan`da canlar kimin icin caliyor ?

Federe Kürdistan dört yıl aradan sonra ilk büyük seçimini yapacak. Seçimler Kürdistan'ı tekellerinde bulunduran KDP ve YNK için ilk kez muhalefetle tanışma anlamına geliyor. Seçimler Irak'tan askerlerini çekecek ABD için ise hayati önemde. Rantın ve dış müdahalelerin de savaşına dönüşen seçimlerin ardından Güney Kürdistan'ı ağır bir dönem bekliyor.

Kürdistan'da 17 yıllık otonom ve federasyon gerçeği özgün bir yönetim biçiminden çok parçalı, elit bir kesimin rant ve iktidar paylaşımından başka bir şey açığa çıkarmamıştır. En temel bakanlıklar birleştirilmemekte; maliye ve askeri güçler partilerin yan kolları gibi zaten. Mevcut hükümet başkanı Süleymaniye'deki en küçük memuru dahi görevden alacak etki ve yetkiye sahip değildir. Çünkü partilerin denetiminde iki otonomdan oluşan federe bir parlamento söz konusudur.

Dönemsel olarak oluşturulan bakanlıklar ve hükümetin süresinin çoktan dolmasına rağmen YNK'ye devredilmemesi ve seçimlerin ertelenmesi YNK'nin içinde ciddi krizlere yol açtı. Ayrıca mali kaynakların paylaşımı gibi konular, 90'lı yılların en temel ve en derinleşmiş haliyle bir çelişki olarak duruyor. Geçmişte iç çatışma nedenleri olan çelişkilerin bugün büyüyerek devam etmesi, toplumsal zeminde demokratik ulusalcılığa olan inancın kırılmasına sebep olmuştur.

'Özgür Kürdistan söylemi değer kaybetti

Güney Kürdistan'da son 5 yılda petrol ve inşaat rantı elit bir kesime aksa da ciddi bir değer kazanmıştır. Bu değerler karşısında sağlıklı bir gözlem yapıldığında, �Özgür Kürdistan' söylemi yüzde 90'dan daha fazla değer kaybetmiştir! Artık insanların söylemekten utandığı 'özgürlük' ve 'Kürdistan' kavramları Güney Kürdistan toplumu şahsında bunalım sürecini yaşamaktadır.

Kürdistan toplumunu yakından ilgilendiren seçimler yarın yapılacak. KDP ve YNK'nin hükümet kabinesini oluşturma pazarlıklarında büyük krizler şimdiden baş gösterdi. YNK Neçirvan Barzani'nin yerini alacağı söylenen Dr. Berhem Salih'i hazırlarken, KDP'nin ise kendi içinde Salih'in yardımcısı olacak aday bulmakta zorlandığı belirtilmektedir. Hatta bazı kaynaklara göre Neçirvan Barzani'nin, kendisine yapılan yardımcılık teklifine, 'Hükümet başkanlığı görevinden sonra Başkan Yardımcılığına düşmeyi kendisine yediremeyeceğini' belirterek sert çıkıştığı söyleniyor. Yine aynı teklifin KDP sekreteri Fazıl Mirani'ye götürülmesi üzerine Mirani'nin de, 'ben Parti Genel Sekreterliğinden Salih'in yardımcılığına gitmem, gerekirse istifa ederim'' tehdidinde bulunduğu söyleniyor. Bu duruma karşı Berhem Salih'in de kızdığı ve kendisini uzaklaştırdığı söyleniyor.

YNK, KDP çizgisine kaydı

2009 seçim atmosferinde en fazla siyasal çözülmenin yaşandığı kent şüphesiz Süleymaniye'dir. Noşirvan Mustafa öncülüğündeki Goran (Değişim) listesine her gün toplu katılımların yaşandığı ve YNK merkez komitesindeki birçok kişinin de seçim çalışmalarına fiilen katılmayarak, �'YNK, KDP çizgisine kaymış'' gerekçesiyle tepkilerini dile getirdikleri görülmektedir.

Hewlêr ve Duhok'ta başta birçok kurum yöneticisi olmak üzere önemli bir kesimin 'Goran listesi'ne sempatiyle yaklaştıkları gözlemlenmektedir. Goran listesiyle Kürdistan listesi arasında rekabet bazen o kadar yükseliyor ki 'aynı değerler' her iki grubun kullanım aracı haline gelmektedir. Örneğin Kürdistan Listesi'nin Mesut Barzani tarafından eli öpülürken çekilen '5 şehit annesi' Süleymaniyeli kadının dev posterleri her yere asılırken Goran listesi, aynı anneyle hükümet karşıtı röportaj yaparak propaganda malzemesi yapmaktadır. Tarafların değerleri harcama ve kullanma biçimleri tek başına seçimlerden bağımsız ele alınsa bile Güney siyasetinin Güney toplumu ve toplum değerlerini ne düzeyde iflasa sürüklediğini ortaya koymaktadır.

İslamcılar oylarını arttıracak

Güney seçimlerinin bir diğer grubu Yekgirtû Îslamî (İslami Birlik), Komeley İslami, Partiya Sosyalîst (Sosyalist Parti) ve bölünen Hizb-i Zehmetkêşan'ın Qadir Ezîz kanadından oluşan dörtlü oluşumdur. Bu oluşum 'Lîsteya Xizmetgûzarî û Çaksazî' (Hizmet ve Yapılanma) adıyla seçime girmektedir. Bu listenin Hewlêr ve Duhok illeri ile Halepçe gibi ilçelerden yüksek oy alması bekleniyor. 2005 seçimlerinde Duhok'ta İslami Birlik partisine karşı KDP tarafından gerçekleştirilen müdahalede can ve mal kaybı olmuş ve neticede KDP milyonlarca (3 milyonu aşkın) dolar tazminat vermek zorunda kalmıştı.

Duhok ve Hewlêr'de propaganda faaliyetlerini rahat yapamasalar da her iki muhalif listenin yüzde 30'un üzerinde oy alması bekleniyor. Bu oranın sayısal ifadesinden çok neredeyse her iki milletvekilinden birinin bakan (bakanlıklar daha çok dengeleri sağlamak için kalabalık ailelerin iknası için fazlalaştırılmış) olduğu Güney Parlamentosunda siyasi otoriteyi sarsacak etkidedir. Ayrıca YNK merkez komitesinin en az yarısının yakın zamanda sorun yaşadığı ve çelişkilerin Süleymaniye merkezli olduğu dikkate alındığında seçim sonucunun, yeni hükümetin kurulmasını ne kadar etkileyeceği kestirilememektedir.

PÇDK'nin desteklediği 'Hîwa' yani Umut adaylarının seçime girmesi, Türkiye üzerinden yasaklanırken, seçimlerle birlikte yapılması planlanan 'Kürdistan Anayasası Referandumu'' yine Türkiye ve diğer güçlerin girişimiyle ertelendi.

Gülen, medyasıyla Kürt siyasetini kemiriyor

Yine Fethullah Gülen cemaatinin Güney'de işgal ettiği basının adeta 29 Mart seçimlerinin intikamını alırcasına muhaliflerden yana Kürt siyasetini kemirmesi bu seçimin en çarpıcı dış müdahalesi olarak görülüyor. Böylece Kerkük referandumundan sonra Türkiye ikinci kez Güney Kürdistan'da bir referandumu erteletmiş oluyor.

Şimdi sorunun PÇDK ya da PKK olmadığı, Türkiye'nin her fırsatta Kürtlerin irade olmasını engellediği daha net olarak görülüyor. KDP ve YNK'nin verdiği tavizlerin Türkiye'nin Güney'de güçlenmesinden başka bir işe yaramadığı aşikârdır. Türkiye Güney'in her alanını işgal ettiği hatta giderek Kuzey'den daha fazla belirleyici olduğu görülüyor. Buna rağmen Türkiye'yle statükocu ittifakta ısrar etmek Türkiye'yi kendi eliyle Güney'de kanun ve iktidar yapmaktır.

Kendilerine benzeyen muhalefet

Kısacası KDP ve YNK demokratik dinamikleri baskı altına aldığından ve demokratik bir muhalefete izin vermediklerinden, Güney Kürdistan'da ancak karakter ve kimlik olarak kendilerine benzeyen güçlerin muhalefeti gerçekleşebiliyor. İktidar, kendine benzeyen muhalefeti, en sert biçimde karşısında dursa da demokratik muhalefete göre 'daha anlaşılır ve kabul edilebilir' kılmaktadır. Bu anlamıyla Güney'de ortaya çıkan Noşirvan ve İslami örgütlerin muhalifliği şu anki iktidarın paranoyak klonlamasıdır.

Güney siyasetinin parçalanması hiç bir Kürdün yararına olmadığı gibi, demokratikleşmemesi de hiç kimsenin yararına değildir. Aksine demokratikleşmemesi parçalanmasına, parçalanması da onu dış güçlerin denetimine daha fazla sürükleyecektir.

ABD desteğini azalttı

Bunun karşısında son 2 - 3 yıldır ABD'nin, bir statükocu diktatörü yine statükocu güçlere dayanarak yıkmanın anlam ifade etmediğini ve kendi krizini aşmasında etkili olmadığını fark etmiş olmalı ki Güney'de yaşanan bu gerçeklere karşı Güneylilere verdiği desteği azalttığı görülmektedir. Hatta İslami Birlik Partisini daha reformcu görme ve bunu bazı Arap ülkelerinin (Suudi Arabistan ve Mısır gibi) üzerinden finanse etmesi yüksek ihtimaldir.

ABD Obama'yla birlikte 'Ilımlı İslam Projesi' yerine 'Ilımlı İnsan, Ilımlı Toplum' projesiyle krizden daha erken çıkma modellerini arayacaktır. Bu model muğlâk müttefikler dönemini bitirip yerine kendi minyatürlerini oluşturabilecek müttefikler dönemini başlatacaktır. Aslında Türkiye'ye yaptığı teklif ve ilk ziyaretini Kürtlere yapması aynı projenin anlamdaşlarıdır. Bu anlamıyla Kürdistan seçim sonuçları ve bu seçim sonuçlarının Kürdistan toplumunu kendisine ne kadar entegre edeceği ABD açısından merak konusudur. Yakın zamanda Kuzey Kürdistan'da yapılan seçimler konusunda da ABD'nin oldukça yüksek düzeyde ilgilenmesi, yeni dönem açısından düşündürücüdür.

Neresinden bakılırsa bakılsın Güney seçimleri Kürt siyasetinin arifesinde olduğu birçok riskin, kazanımın ve yeni çözüm tartışmalarının beraberinde önemli gelişmelere neden olacağı ve derin etkiler bırakacağı açıktır.

Ozan Erdem
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

0 Kommentare: