Cumartesi Anneleri: Güçlükonak Katliamı failleri yargılansın


Cumartesi Anneleri, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için başlattığı eylemlerinin 242. haftasında Güçlükonak'ta 13 yıl önce öldürülen 11 kişinin faillerinin yargılanmasını istedi. Kayıp yakınlarına destek vermek için eyleme katılan ve Güçlükonak katliamının aydınlatılması için uzun yıllar çalışan Gazeteci Celal Başlangıç, katliamın devletin bölgedeki eli kanlı yapılanmasının en tipik örneği olduğunu söyledi.Cumartesi Anneleri, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması ve sorumluların yargılanması talebiyle sürdürdükleri adalet arayışı için 242. kez Galatasaray Meydanı'nın da bir araya geldi. 'Gözaltında kaybedilenlerin akıbeti açıklansın, sorumluları yargılansın' pankartını açan kayıp yakınları, kaybedilenlere ait fotoğrafların yanı sıra kırmızı karanfiller taşıdı. Her hafta bir kayıp hikâyesinin anlatıldığı oturma eyleminde bu hafta da, tarihe 11 kişinin minübüs içerisinde yakılarak öldürülmesi nedeniyle 'Güçlükonak Katliamı' olarak geçen ve AİHM'in Türkiye'yi mahkum ettiği olay hatırlatıldı.Söz konusu katliamda yaşamını yitiren Ahmet Kaya'nın kızı Fatma ve yeğeni Ramazan Kaya, bu haftaki eyleme katılarak o gün yaşananlar hakkında bilgi verdi.Başlangıç: Güçlükonak, devletin eli kanlı yapılanmasının en tipik örneğiO dönemde yaşanılanların ardındaki gerçekleri araştıran gazeteciler arasında yer alan Celal Başlangıç da, Güçlükonak Katliamını devletin bölgedeki eli kanlı yapılanmasının en tipik örneklerinden biri olarak tanımladı. Başlangıç, katliamın ardından ise Genelkurmay tarafından olay yerine götürülen yerli ve yabancı gazetecilerle cinayetin PKK'nin üzerine yıkılmak istendiğine dikkat çekti. PKK'nin o dönemde ilan ettiği ateşkese Türkiye'nin ne tavır alacağının Avrupa Parlementosu'nda tartışılması üzerine böyle bir katliamın gerçekleştirildiğini dile getiren Başlangıç, bu olay ile 'PKK ikinci ateşkes sürecini bozdu' mesajının verilmek istendiğini söyledi.'Çiller, Baykal, Menteş ve Güreş yargılansın'Başlangıç'ın ardından basın açıklamasını okuyan İHD Gözaltında Kayıplar Komisyonu Sözcüsü Ülker Eraslan, insan hakları savunucularının Kürt halkının üzerinde patlayan bombalara, taranan köylere ve yakınların öldürülmesi konusunda belleklerinde kalan en önemli olaylardan birinin Güçlükonak Katliamı olduğunu belirtti. Katliamın devlet tarafından yapıldığının 13 yıl sonra dönemin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Adnan Ekmen tarafından doğrulandığını hatırlatan Erslan, Ekmen'in olayı dönemin Başbakan Yardımcısı Deniz Baykal'a aktardığını söylediğini belirtti. Eraslan, 'Baykal, gereğini yapmak yerine, katliamın arkasındaki gerçeği saklayarak failleri korudu, şuça iştirak etti' dedi.Her zaman olduğu gibi bu olayda da dezenformasyan işletilerek olayın PKK'nin üzerine atılmak istendiğine işaret eden Eraslan, katliamdaki rolleri nedeniyle dönemin Başbakan'ı Tansu Çiller ve yardımcısı Deniz Baykal'ın, İçişleri Bakanı Nahit Menteş ve Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş olmak üzere tüm sorumluların yargılanmasını istedi.Güçlükonak'ta ne olmuştu?12 Ocak 1996 tarihinde Şırnak'ın Güçlükonak İlçesi'ne bağlı Çevrimli (Gêrê) ve Yatağan köylerine baskın yapan askerler, Abdullah İlhan, Ahmet Kaya, Ali Nas, Neytullah İlhan, Halit Kaya ve Ramazan Oruç isimli köylüleri gözaltına alarak Taşkonak Jandarma Taburu'na götürdü. Gözaltında üç gün boyunca işkenceden geçirilen köylüler, hayatlarını kaybetti. Cenazelerin alınması için karakola çağrılan diğer 5 köylünün bindiği minübüsü yolda pusu kurarak durduran askerler ve JİTEM üyeleri tuttukları minübüsü önce taradı, sonra da ateşe verdi. Soruşturma aşamasında cesetlerin yakılması nedeniyle tanınmayacak durumda olması nedeniyle güçlük çekilirken, soruşturmayı yürüten savcıya askerler tarafından köylülerin üzerinde olması gereken fakat yanmamış durumda olan kimliklerin verilmesi o dönemde PKK'nin üzerine atılmak istenen olayla ilgili olarak kuşkuları arttırdı.DİHA

0 Kommentare: