Halk uyanıyor AKP panikte -18.12.2009

Halk uyanıyor AKP panikte -18.12.2009TEKEL işçileri, polisin müdahalesine rağmen haklarını alana kadar Ankara'yı terk etmeyeceklerini söylüyorlarPolis önceki gün demiryolu ve itfaiye işçilerinin ardından dün de TEKEL işçilerine şiddet uyguladı. Sadaka sistemiyle göz boyayamayacağını anlayan AKP, panik içerisinde hıncını hakkını arayan emekçiden çıkarıyor.Yarıya yakını Kürt illerinden olmak üzere ülkenin dört bir yanından özlük haklarını savunmak için Ankara'ya gelen TEKEL işçilerine emniyet güçleri dün çok sert bir müdahalede bulundu. Ankara'da sayıları 7 bini bulan işçiler, toplam 12 bin TEKEL işçisinin Yaprak Tütün İşletmelerinin kapatılması nedeniyle 4-C statüsüne geçirilerek yaşayacakları hak kaybına itiraz ediyorlar.Önceki gün ise demiryollarında örgütlü Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) ve Türk Ulaşım-Sen, 25 Kasım Grevinden sonra AKP hükümetinin emriyle başlatılan soruşturma teröründen nasibini alan ve işten el çektirilen 16 arkadaşlarının göreve derhal iadesi için greve çıktılar. Aynı gün İstanbul'da uygulanan taşeron sistemi nedeniyle işsiz kalacak olana itfaiyeciler, işlerine sahip çıkmak için İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yürüdüler. İki işçi eylemi de, dün TEKEL işçilerinin eyleminde olduğu gibi, polisin sert müdahalesi ile engellenmeye çalışıldı.AKP hükümetinin son aylarda en meşru hak talepleri için yapılan işçi eylemlerine yönelik bu tavrının, bugüne kadar halktan sandıkta aldığı güçlü destekle hareket eden AKP'nin yine halktan gelen itirazın görünür hale gelmesinden duyduğu endişeden kaynaklandığı belirtiliyor.Ekonomik krizin etkilerinin de derinleşmesiyle, sağlıktan eğitime, emeklilik sisteminden çalışma koşullarına halka "daha iyi olacak" vaadiyle gerçekleştirilen reformların acı sonuçlarının emekçiler tarafından hissedilmeye başlaması AKP politikalarına itirazları artırıyor. Hükümetin kurduğu sosyal yardımları insanları "muhtaçlık" kavramı üzerinden kendisine bağımlılaştıran "sadaka sistemi" ise göz boyamaya yetmiyor.İşçiler ne istiyor?Hükümetin Ankara'da görmek istemediği TEKEL işçileri, AKP'nin sermayeye kaynak aktarmak için gerçekleştirdiği özelleştirme politikalarının mağduru. 12 bin TEKEL işçisi, daha önce önemli bir bölümü özelleştirilmiş olan TEKEL'in, devletin elinde kalan Yaprak Tütün İşletmeleri'nde çalışıyor.Devletin 2 yıl önce tütün alımını bırakması nedeniyle atıl hale getirilen bu işletmelerde çalışan işçiler, kamuda 4-C statüsüne geçirilmelerine karşı eylem yapıyorlar. 4-C statüsünde, ücretlerinin üçte birine inmesine, güvencesiz, sendikasız ve yılın 10 ayı çalıştırılacak olmalarına karşı çıkıyorlar.AKP hükümetinin, 12 bin TEKEL işçisinin tüm Türkiye'ye duyurdukları taleplerini karşılamak istememesinin arkasında ise bugüne kadar bir program dahilinde uyguladığı emek düşmanı politikaların sekteye uğrayacak olmasından duyulan endişe olduğu belirtiliyor.TEKEL işçilerinin geçmek istemediği esnek istihdamın en yaratıcı örneklerinden olan 4-C statüsünde kamuda halen 80 bine yakın kişi çalışıyor. TEKEL işçilerinin elde edeceği kazanım, hem on binlerce işçinin hak mücadelesinin önünü açacak hem de hükümetin kamuda istihdamı esnekleştirme adımlarını baltalayacak.Bilindiği gibi, kıdem tazminatının fona devredilmesi ve "kiralık işçi" uygulaması olarak bilinen Özel İstihdam Büroları düzenlemesi, hükümet tarafından "istihdam piyasasının esnekleştirilmesi" gerekçesiyle gündeme taşınıyor. TEKEL işçilerinin kazanımları, bu iki düzenlemenin en temel gerekçesini gayrimeşru hale getirecek ve işçilerin bu uygulamalara karşı direnmesini kolaylaştıracak.Diğer yandan, 25 Kasım Grevinin yapılması ve arkasından soruşturma mağduru arkadaşları için demiryolu işçilerinin dayanışma grevi gerçekleştirmesi, AKP'nin programında olan kamu reformunu ve onun en önemli bileşenlerinden kamu personel rejiminin tümüyle değiştirilmesi hedefini tehdit ediyor. Demiryolu çalışanlarının son derece örgütlü hareket etmesinin AKP hükümetini rahatsız ettiği düşünülüyor. Nitekim, greve katılanlar ile ilgili süspantilerin değil kaldırılmak, 30 çalışana daha süspanti uygulanması ve TCDD yönetiminin çalışanlara yüklü miktarda tazminat talebiyle dava açması bu rahatsızlığın bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.Önceki gün işsiz kalacakları için eylem yapan itfaiye işçileri ise AKP'li İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yandaş sermaye grupları ile kurduğu "al gülüm ver gülüm" ihale sistemini bir gün öncesinden gündeme taşıdığı için AKP hükümetini kızdırdı. Eyleme yapılan sert müdahalenin ertesi günü, yapılan ihale ile İstanbul'un itfaiye ihalesini Lapis-Makro ortaklığı aldı. Lapis'in ortakları arasında Deniz Feneri e.V. soruşturmasında adı geçen Beyaz Holding bulunuyor. İtfaiye işçileri işlerine sahip çıkmak için yaptıkları eylemle, AKP'li belediyenin ihale sistemine çomak sokmuş oldular.Sadaka sisteminde yolun sonuAKP hükümeti, sermayeye kaynak aktarma mekanizmalarını temel alan yapısal reformları uygulamaya sokarken, halkın yaşayacağı hak kayıplarının üstünü sosyal yardımlar ve "sadaka kültürü"nün yaygınlaştırılması ile kapatabileceğini düşünmüştü.Ancak hem başta sosyal güvenlik olmak üzere reformların acı sonuçlarının halk tarafından hissedilmeye başlanması hem de ekonomik krizin derinleşmesi, AKP'nin politikalarına duyulan tepkinin artmasına neden oluyor. Hükümet bugüne kadar yüzde 47 gibi büyük bir oy desteğinin güveniyle hareket ederken, çeşitli kesimlerden gelen örgütlü tepkilerin artması AKP'de ciddi bir rahatsızlık yaratıyor. Rahatsızlık, hükümetin politikalarına itiraz edilen her konunun, AKP tarafından panikle değerlendirilmesine ve bir kriz başlığı haline getirilmesine yol açıyor. Tepkilerin ve hak taleplerinin dile getirildiği eylemlere, uygulanan şiddetin dozunun da bu nedenle arttığı görülüyor.

1 Kommentare:

  1. tepkimiz

    http://ulusaltepki.blogspot.com/