Kürt-Türk çatışması yok, şovenizmin saldırısı var
HABER MERKEZİ - DTP kapatma davası sürerken kapatılmaya çanak tutanlar şimdi, ‘DTP ciddi yanlışlar yaptı, ama kapatılmamalıydı’ diyorlar. Bu tutum açıkça ‘kapatın’ diyenlerden daha sahtekarcadır.DTP'yi daha önceki partiler gibi 12 Eylül anayasası kapatmıştır. Bu kapatma hem hukuki hem siyasidir. Çünkü hala Kürtsüz bir hukukla, Kürt’ü, Süryani’yi, Ermeni’yi inkar eden bir hukukla yönetiliyor. DTP'yi suçlayanlar, ‘hukuku dikkate alacaksınız’ diyorlar. Demokrasi mücadelesi ve siyasi mücadeleler her zaman halkın hukuku zorlamasıyla gelişmiştir. Demokrasi mücadelesinin ve siyasi mücadelenin kanunu budur. Diğer anlayış demokrasiyi meclisle sınırlı tutanlarındır. Eğer verili hukuka bağlı kalınsaydı ne özgürlüklerde ne de demokraside ilerleme sağlanırdı. Bu hukuk Kürtleri reddediyorsa Kürtler tabii ki bunu meşru görmeyecekler, tanımayacaklardır. Buna karşı mücadele edeceklerdir. Kürtlerin bu anayasaya, bu zihniyete uymasını isteyenler Kürtlerden Türk egemen anlayışına hizmet bekleyenlerdir. Kürtler onlarca yıldır bu hukuk tarafından suçlu görülen, ama evrensel olarak haklı ve meşru olan bir mücadele yürütüyor. Bundan sonra da bu hukukla çatışmalar devam edecektir. Hiç kimse ‘burası hukuk devletidir’ diye Kürt’ü reddeden hukuka uymasını isteyemez. Başta anayasa olmak üzere tüm yasalar ‘Kürtler, azınlıklar yararlanmasın’ diye baskıcı ve antidemokratik bir şekilde düzenlenmiştir. Bırakalım anayasayı, seçim kanunu ve yüzde 10 barajı sadece ve sadece Kürtlerin önünü kesmek için konulmuştur. Bu, bir devlet politikasıdır. AKP de işine geldiği için buna dokunmuyor. Baraj yüzde 5’e gelse AKP 75 değil, 25 milletvekili bile çıkaramaz. DTP'yi sınırlamak ve kapatmak için her yolu deneyenler, DTP'yi suçlayanlar ve sonuçta kapatanlar şimdi ‘DTP ders alsın’ diyorlar. DTP'nin alınacak bir dersi yoktur. Kürt’ü inkar eden bu anayasa DTP'yi kapatmıştır. Bu anayasanın hukuki anlayışı da siyasi anlayışı da böyle bir partiyi sindiremiyor. Bu nedenle DTP neden ders çıkarsın? DTP ders çıkardım dediği an kapatmanın esas nedenine boyun eğmiş ve kapatanlar istediği sonucu almış olur.Kürt demokratik partileri üzerinde yürütülen yoğun baskı ve kapatmalar hep ‘ders alınsın’ diye yapılıyor. Bu geriliğe karşı mücadele eden demokratik siyasi gelenek bu baskılar karşısında geri adım atmayacaktır. Çünkü onların ‘ders’ dediği şey DTP'nin duruşundan gerdi adım atmasıdır. 29 Mart seçimlerinden sonraki eylemsizlik sürecinde 80’den fazla gerilla vuruluyor, tek bir ses yok, ama Tokat’ta 7 asker ölünce Kürtlere her türlü küfür yapılıyor. Anlaşılıyor ki Kürt gençlerinin canı can değil. Onların aileleri yada içinde yaşadıkları bir toplumu yok. Türk devleti Kürtleri öldürmeye ve ezmeye alışmış ya. Bu nedenle 80 Kürt’ün ölmesi dikkate alınacak bir şey değildir! Yazarı, aydını böyle olursa tabii ki sıradan bir Türk kopkoyu bir şovenist olur ve Kürtleri gördüğü yerde öldürmek için saldırır. Kürt-Türk çatışmasından söz ediliyor. Bu bir demagojidir. Kürtleri ezmek, linç etmek ve susturmak için Türk şovenizminin saldırısı var. Bu saldırıyı gizlemek için olguyu Kürt Türk çatışması olarak gösteriyorlar. Tabii ki bu saldırılar sürerse Kürtler de kendini savunmak zorunda kalır. İşte o zaman Türk-Kürt savaşının ne sonuçlar yaracağını herkes görür. Mehmet Altan gibi bir beyaz Türk, ‘PKK eroin ticareti yapıyor’ diyor. AKP'li Şamil Tayyar ise ‘PKK kadın ticareti yapıyor’ diyor. PKK bu ticaretten elde ettiği rantı bırakmadığı için silahı bırakmıyormuş! Başka yerde en küçük bir mücadeleye özgürlük ve demokrasi mücadelesi diyen bu ahlaksızlar, sıra Kürtlere geldiğinde eroin ve kadın kaçakçılığı için savaş veriyorlar diyecek kadar utanmazlaşıyorlar. Aydını, yazarı Kürt’ü anlamaz ve empati yapmazsa Türk halkı nasıl yapsın? Tabii ki bu durum giderek bölünme de kopuş da ortaya çıkarabilir. Gever’de Kürt gencini linç eden sadece o polisler değildir. Bu linçi Türk devletinin tüm kurumları yapmıştır. Bu linç kameraya takılanlardır. Kürtler artık bu yargı bizim değil diyor; bu polis, bu parlamento, bu hükümet, bu partiler, bu okullar, bu basın bizim değil diyor. Bunu her gün acılar yaşayarak görüyorlar. İşte kopuş budur. ANF NEWS AGENCY