Nasıl BİR Yaşam?

Yardımlaşma, hem de hiçbir karşılık beklemeden, çaresiz kalan birine yardım etmek halka çok yabancı, çok uzak bir davranış biçimi değildir.Halkın belki de yüzyıllardır en güzel gelenekleri ve değerleri içinde çıkar gözetmeden yardım etme, destek olma gibi güzel değerleri vardır.Bugünse halkın bu güzel yanları, değerleri unutturulmak istenmektedir. Örneğin, "izlenme rekorları" kırdığı söylenen TV dizilerinin hemen hiçbirinde yardımlaşmayı, dayanışmayı, dostluğu görmüyoruz. Tersine, birbirinin "gözlerini oymaya" çalışan, kötülükte ve bencillikte sınır tanımayan kişilerin davranışları bir meziyetmiş gibi anlatılmaktadır.Açıkçası, yardımlaşmak, dayanışmak, "çaresiz kalanın yanında olmak" enayilik gibi gösterilmektedir. Ya da burun kıvrılan bir şey haline getirilmeye çalışılmaktadır.Yardımlaşma, dayanışma adeta yaşamdan silinmek istenmektedir. Öyle bir hale getirilmek isteniyoruz ki, kendimizden, kendi sorunlarımızdan, kendi yaşamımızdan başka bir şey düşünemez olalım.Şu kış gününde, odun-kömür alamayan milyonlarca insan var. Yüzbinlerce çocuk soğuk evlerde yaşıyor şimdi. Belki aynı durumda olan komşularımız, tanıdıklarımız, mahallemizde tanımadıklarımız var.Ama çaresiz değiliz. Yeterki başımızı kaldırıp, etrafımıza bakmasını, görmesini, çözüm üretmeyi bilelim.Bu sadece ekonomik olarak "yardım etme" sorunu değildir. Yardımlaşma, dayanışma sadece ekonomik bir ilişki değildir.İnsanlar, bugün milyonlar içinde yalnız hale getirilmiştir. Yalnızdır. Hiçbir şeyini paylaşacak kimsesi yoktur. Acılarını, sevinçlerini, sorunlarını, kavgalarını paylaşmak da insanın insana "yardımı"dır ve bu aslında yapılabilecek en iyi ve en etkili yardımların başında gelir.Hayatın her alanına yayılmalı yardımlaşma ve dayanışma.Örneğin, bizim kızımızın ya da oğlumuzun yoz bir yaşamı olmayabilir. Ama komşumuzun oğlu, kızı öyle bir yaşam içindeyse, onlara yardım etmek, onları kendi çocuklarımız olarak görmek gerekir. Aksi durumda "nasıl olsa bizim çocuğumuz değil" deyip, görmezden gelmek, hatta ilgilenmemek, "bana ne"demek, bu değerlere yabancılaşmadır.Bencilleşmek, bireyci düşünmek demektir.Düzen bireycileştiriyor, yalnızlaştırıyor. İnsanları birbirine karşı güvensizleştiriyor. Yardımlaşma, dayanışma unutulan bir şey haline getiriliyor. Oysa halkın kültüründe yardımlaşma vardır. Acılarında, sevinçlerinde, cenazesinde, doğumunda birlikte olmak vardır. Şimdi ise "komşusu açsa" bile görmezden gelinmesini istiyor düzen...Bulunduğumuz, yaşadığımız yerlerde, tek başına da olsak, hatta kimi davranışlarımız enayilik olarak görülse bile biz doğru olanı yapmalıyız. En başta yardımlaşmanın, yardım etmenin, çıkarsız düşünmenin, dayanışmanın enayilik değil, soylu ve onurlu bir davranış olduğunu, hele bugün daha çok gerektiğini unutmamak ve bunu başkalarına da anlatmak gerekir.Bunu bize unutturduklarında, halk olarak bizi birbirimizden daha çok koparacak, günlük sorunlarda daha çok boğacaklardır. Bir de meydan, yardımlaşma adına halkı dilenci yerine koyan AKP'nin "ramazan çadırları"na kalacaktır. Bunlara izin vermeyelim.

0 Kommentare: