Çocuklar öldürülüyor hükümet susuyor


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 29 Mart seçimleri öncesi Davos'ta katıldığı bir toplantıda İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e 'Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları öldürdünüz' şeklinde tepki göstererek toplantıyı terk etse de, Türkiye'de çocukların öldürülmesi konusunda sürdürdüğü sessizlik ise dikkat çekiyor. Erdoğan'ın 28 Mart 2006'da Diyarbakır'da yaşanan olaylarda 'Kadın da olsa çocukta olsa gereken yapılır' sözleri hala hafızalardaki yerini korurken, hükümetin Diyarbakır'ın Lice İlçesi'nde havan topu sonucu yaşamını yitiren 11 yaşındaki Ceylan Önkol ile ilgili suskunluğu ise bu konudaki çelişkili tutumunu gözler önüne seriyor. 11 yaşındaki Ceylan Önkol olayında savcılık soruşturmada gizlilik kararı verirken, başta 11 yaşındaki Uğur Kaymaz olmak üzere Türkiye'de öldürülen çocuklarla ilgili adalet bugüne kadar yerini bulmadı.'Yargı hoşgörüsü'AKP Hükümeti döneminde güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu 3 yaşından 7 ve 10 yaşına kadar çocukların yaşamını yitirdiği görülürken, 'çocukları öldürmenin bir politika haline geldiği' yorumları yapılıyor. Buna örnek olarak da Uğur Kaymaz cinayeti gösteriliyor. 21 Kasım 2004 tarihinde Mardin'in Kızıltepe İlçesi'nde İskenderun'a gitmek üzere kamyonuna binmek isteyen şoför Ahmet Kaymaz (31) ve 12 yaşındaki oğlu Uğur Kaymaz, ayaklarında terlikleriyle beraber katledildi. 12 yaşındaki Uğur Kaymaz'ın minik bedenine otopsi sonucunda tam 13 kurşun sıkıldığı ortaya çıkmıştı. Hem Kaymaz ailesi hem de kamuoyu Kaymaz olayında adaleti ararken, Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi 12 yaşındaki Kaymaz'ı 'terörist' ilan etti ve sanık polisler hakkında beraat kararı verdi. Vicdanları yaralayan bu kararı Yargıtay 1. Ceza Dairesi de onarken, Kaymaz'ı öldüren polisler ise görevlerine geri döndü.AKP Hükümeti döneminde çocukların yaşamını yitirdiği en önemli tarih ise 28 Mart 2006 oldu. Muş'un Şenyayla (Şên) kırsal alanında yaşamını yitiren 4 HGP'linin Diyarbakır'a getirilerek defnedilmesinin ardından çıkan ve bölge illerine yayılan olaylar da güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu 14 kişi yaşamını yitirmişti. Yaşamını yitirenlerden 6'sı ise çocuktu. Olayların yaşandığı dönemde Başbakan Erdoğan'ın 'Güvenlik güçlerimiz çocuk da olsa, kadın da olsa kim olursa olsun terörün maşası haline gelmişse gerekli müdahale ne ise bunu yapacaktır. Bunun böyle bilinmesini istiyorum' açıklaması ise 'Erdoğan İsrail'i örnek alıyor' yorumlarına yol açmıştı. 28 Mart olaylarında güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu öldürülen çocukların isimleri ise şöyle:'Fatih Tekin (3): Batman'da 29 Mart 2006 günü çıkan çatışmalarda plastik mermiyle eylemcileri dağıtan polisin açtığı ateş sonucu parkta oyun oynarken boğazına isabet eden kurşunla öldü.Abdullah Duran (9): 29 Mart 2006'da evinin balkonundan sokaktaki olayları izlerken, 'güvenlik güçlerinin' açtığı ateş sonucu yaşamını yitirdi. Otopsi tutanağı ölümün, ateşli silah mermisiyle kalp ve her iki akciğer yaralanmasından gelişen iç kanama ve kanama şoku sonucu meydana geldiğini ortaya koydu.Enez Ata (8): 3 sivil yurttaşın 30 Mart 2006 tarihindeki cenaze töreni esnasında 'güvenlik güçlerinin' ateşli silah kullanması sonucu, Kuruçeşme Semti'nde vücuduna isabet eden mermi sonucu yaşamını yitirdi. Otopsi raporunda Enez'in kalbiyle midesi arasına saplanan kurşunla öldüğü kaydedildi.Mahsum Mızrak (17): 30 Mart 2006 günü 10 Nisan Polis Karakolu tarafından gözaltına alındı. Ailesi günlerce aradı. En son 3 Nisan 2006'da Devlet Hastanesi Morgu'nda cesedi bulundu. Cesedin 30 Mart 2006 tarihinden beri kimliği belli olmayan ceset olarak morgda tutulduğu ortaya çıktı. Otopsi tutanağı Mızrak'ın ateşli silah mermisi yaralanmasına bağlı beyin harabiyeti ve kanaması sonucu öldüğünü ortaya koydu.Emrah Fidan (17): 29 Mart 2006'da polisin açtığı ateş sonucu yaralandı ve Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı. 3 Nisan 2006'da yaşamını yitirdi. Otopsi tutanağı Fidan'ın ateşli silahla beyin kanaması sonucu yaşamını yitirdiğini kanıtladı.İsmail Erkek (8): 28 ve 29 Mart 2006 tarihlerinde öldürülen 3 sivil yurttaşın 30 Mart 2006'daki cenaze töreni esnasında polisin tekrar ateşli silah kullanması sonucu, 10 Nisan Polis Karakolu civarında vücuduna isabet eden mermi nedeniyle yaşamını yitirdi.'İşkence ile ölüm'Bu ülkede çocuklar sadece ateşli silahtan değil bazen de işkence ile öldürüldü; fakat adalet yerini bulmadı. 17 Aralık 2006 Pirinçlik Köyü meydanında oynayan çocuklara askerler 'kablo çaldınız' diyerek müdahale etti. Pirinçlik Köyü'nde yaşayan 16 yaşındaki Şemsettin Yavuzkaplan, 7 arkadaşı ile birlikte telefon kablolarını çaldıkları iddiasıyla 16 Aralık 2006 tarihinde gözaltına alındı. Karakola götürülen Yavuzkaplan hayatını kaybetmişti. Diğer çocuklar, komutanlardan birinin Şemsettin'i yere yatırarak başını ayağının altına aldığını ve kafasının etrafına kurşun sıktığını ifade etmişlerdi. Ancak, tüm tanıklar rağmen 8'inci sınıf öğrencisi Şemsettin Yavuzkaplan'ın askerler tarafından dövülerek öldürüldüğünü söylese de Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı Yavuzkaplan'ın 'kalp krizi sonucu' öldüğünü ileri sürerek askerler hakkında soruşturma açmadı. Adalet Yavuzkaplan olayında da yerini bulmadı.'Panzer ezdi'Erdoğan'ın 2006 Mart ayında Diyarbakır'da meydana gelen olaylar esnasında 'Kadın da olsa çocuk da olsa' talimatının ardından 6 çocuğun öldürülmesi ulusal ve uluslararası kamuoyunda tepkilere yol açarken, Erdoğan'ın 2008 yılında da açıklamaları değişmedi. PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesinin yıl dönümü dolayısıyla 15 Şubat 2008'de bölgede yaşanan olaylar karşısında, Erdoğan bu kez de 'Vatandaşımızın huzuruna kast edenlere güle güle diyemeyiz' açıklamasında bulundu. Erdoğan'ın açıklamasının üzerinden çok geçmeden Şırnak'ın Cizre İlçesi'nde 16 Şubat günü 16 yaşındaki Yahya Menekşe panzerle ezilerek öldürüldü. Emniyet ve hükümet yetkilileri, Menekşe'nin diğer göstericilerin attığı taşların kafasına isabet etmesi sonucu öldüğünü duyurdu. Ancak hem bilirkişi raporu, hem adli tıp raporu Menekşe'nin sert bir cismin altında ezilerek öldüğünü açıkladı. Malatya Adli Tıp Kurumu da yaptığı inceleme sonucunda Menekşe'nin 'Araç altında kalmasına' bağlı olarak öldüğünü tespit etti. Menekşe ile ilgili açılanda davada da halen Adalet yerini bulmuş değil.Adalet yerini bulacak mı?Bölgede yaşanan ve zaman zaman Filistin'deki intifada görüntülerini aratmayan olaylarda güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu çocukların öldürülmesi AKP iktidarı döneminde sadece bölge ile değil Türkiye'nin birçok kentinde yaşandı. Bu çocuk ölümlerinin özellikle Kürt sorunu ile bağlantılı olaylarda yaşanması ise dikkat çekiyor. Ve son olarak 11 yaşındaki Ceylan Önkol, tıpkı Uğur Kaymaz, Enes Ata, Şemsettin Yavuzkaplan gibi o da minik bedenine isabet eden ateşli silah sonucu yaşamını yitirdi. Cenazesi saatlerce yerde kaldı, Savcılık olay yerine ancak 3 gün sonra giderken minik Ceylan için Adalet aranırken, 'mayın patlaması' denilerek olay ört pas edilmeye çalışıldı ve son olarak soruşturmada gizlilik kararı verildi. Türkiye'de çocuklar için adalet arayışı ise sürüyor.
12 Ekim tarihli Özgür Görüş gazetesinden alınmıştır

0 Kommentare: