`Kurt Acilimi` kongresi
Demokratik Toplum Partisi (DTP), 80 kişilik PM üyesinden, iki eş başkan yardımcısı dahil 54’ünün tutuklanması üzerine gittiği 3. Olağanüstü Kongre’de “çözüm” istedi.
Demokratik Toplum Partisi (DTP), 80 kişilik PM üyesinden, iki eş başkan yardımcısı dahil 54’ünün tutuklanması üzerine gittiği 3. Olağanüstü Kongre’de “çözüm” istedi. Çözüm için DTP’nin ve PKK’nin muhatap alınması istenen kongrede, “oyalama taktiği olması ve sürecin ertelenmesi” halinde, Kürtlerin mücadeleden geri durmayacağının altı çizildi.
DTP’nin 3. Olağanüstü Kongresi dün Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu’nda yapıldı. Kongre, Eş Başkan Emine Ayna dahil 4 milletvekili hakkında “zorla mahkemeye götürme” kararı olan ve iki eş başkan yardımcısının da bulunduğu 80 kişilik PM üyesinden 54’ünün tutuklandığı bir süreçte toplandı.
DTP’LİLER KONGREYE AKIN ETTİ
DTP’liler sabah saatlerinden itibaren Selim Sırrı Tarcan’a gelmeye başladı. Özellikle kadın ve gençlerin yoğun olduğu partililer salona sığmayınca, salonun dışında halaylar çekip sloganlar atarak, partilerine yönelik baskıları kınadı; Kürt sorununun demokratik, eşitlik temelinde çözümünü istediler.
Salona asılan pankartlarda da “demokratik, eşit temelde çözüm” ön plana çıktı. “Gün daha fazla birlik, daha fazla mücadele günüdür”, “Çözüm operasyonlarda değil diyalog ve barışta”, “Eşit özgür yurttaşla demokratik topluma”, “Yol haritasını istiyoruz”, “Demokratik Türkiye için demokratik özerklik”, “33 Kurşun katliamını unutmayacağız”, “İçi boş açılımlara son” gibi Türkçe ve Kürtçe pankartların asıldığı salonun tavanı da gökkuşağı renkleriyle süslendi.
YEREL KIYAFETLİ KADIN VE GENÇLER
Salonun içinin, kadınların başları ve kıyafetlerinin sarı-kırmızı-yeşil renklerle süslendiği kongrede, yerel kıyafetler de renkli görüntüler oluşturdu.
Kongrede sık sık Öcalan ve PKK lehine sloganlar atıldı.
Salon içinde ve dışında sivil polislerin katılımcıları adeta tek tek fotoğrafladıkları, görüntüledikleri gözlenirken, salon bahçesine girerken yapılan aramalar da adeta taciz boyutuna ulaştı.
Salonda Kürtçe müziğin yanı sıra Lazca müzik de dikkat çekti. Ayrıca bir süre önce yaşamını yitiren ve Diyarbakır’a defnedilme vasiyeti tutulmayan Aram Tigran’ın ezgileri de salonu doldurdu.
ÇOK SAYIDA KONUK KATILDI
Kongreye, aralarında EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek, Ankara İl Başkanı Selma Gürkan; ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Kemal Ulusaler, AKP Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Ayalan, HAK-PAR Genel Başkan Yardımcısı Celal Yıldız, SHP Genel Başkanı Hüseyin Ergün, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, DEP eski Başkanı Hatip Dicle, Yazar Fikret Başkaya, Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol’un da bulunduğu çok sayıda parti, kitle ve meslek örgütü ile dernek temsilcileri katıldı. DTP’li belediye başkanlarının da yer aldığı kongrede, Yunanistan PASOK, Bulgaristan Sosyalist Partisi, İsveç Sol Partisi, KKTC’den Cumhuriyetçi Türk Partisi, Yeni Kıbrıs Partisi, Almanya Sol Partisi, İspanya Sosyalist İşçi Partisi, İspanya BASK bölgesinden Aralar Partisi ve Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu temsilcileri ile Japonya, Belçika, ABD, Avusturya, Birleşik Krallık Büyükelçilikleri temsilcileri ile Türkiye’den yabancı misyon şeflerinden katılımlar da oldu.
DTP eş başkanları Emine Ayna ve Ahmet Türk, milletvekilleri ile birlikte salonun ayakta alkışları ve sloganları eşliğinde girdiler.
AKP ADINI KOYMAKTA TEREDDÜTLÜ
Divan başkanlığına seçilen DTP Milletvekili Osman Özçelik, Türkiye’nin yeni bir sürece girdiğini belirterek, “Kürt Açılımı” vurgusu yaptı. Türkçe ve Kürtçe konuşmasında Özçelik, AKP Hükümeti’nin, önce “Kürt Açılımı”, sonra “Demokratik Açılım” en son da “Milli Birlik ve Beraberlik Projesi” adını verdiği açılımlara dikkat çekerek, “adını bile koymakta tereddüt ettiklerini” söyledi.
TÜRK BASKILARI ANLATTI
Açılış konuşmasını yapan DTP Eş Başkanı Ahmet Türk, iki eş başkan yardımcılarının da aralarında bulunduğu, 89 PM üyesinden 54’ünün tutuklandığı baskı ve operasyonlara dikkat çekerek, “Acaba dünyanın neresinde bir parti bu kadar baskı altına alınmıştır” diye sordu. Tutuklamalar ve halen süren operasyonları “siyasi” olarak nitelendiren Türk, DTP’nin kadroları tutuklanınca, siyasi mücadelenin kesintiye uğrayacağını düşünenlerin yanıldığını söyledi.
DTP’nin çözüm ısrarından ve barışa olan inancından asla vazgeçmeyeceğini belirten Türk, “Kürtler Türkiye’nin önemli bir demokrasi gücü ve dinamiğidir” dedi.
TÜRKLERE ‘KAYGILANMAYIN’
Kürtlerin dilsel, kimliksel, kültürel hak taleplerinin üniter yapıyı daraltmayacağını, Türklerin temel hak ve özgürlüklerini kısıtlayamayacağını belirten Türk, “Kimse böyle bir kaygıya kapılmamalı” diye seslendi.
Türk, “Risk aldık” diyen Başbakan Erdoğan’a da “Kürt sorununun çözümü; risk almayı, kararlı durmayı ve cesur olmayı gerektirir” diye seslendi.
Çözümü tıkayan, engelleyen tarafın DTP ve Kürtler olmayacağının altını çizen Türk, “Şu da iyi bilinmelidir ki; eğer süreç Kürtleri oyalama ve sorunu öteleme gibi bir boyuta taşınırsa, biz de çıkar endişe ve kaygılarımızı halkımızla paylaşır, demokratik muhalefetimizi birlikte sürdürürüz” dedi.
Gelinen noktanın pek iç açıcı olmadığını vurgulayan Türk, içinde yeni bir anayasa olmayan çözümün çözüm olmayacağının altını çizdi. Sorunu, “Kürtlerin iradesi, siyasi temsilcileri muhatap alınmadan çözme” arayışından duydukları kaygıyı da dile getiren Türk, “DTP’nin içinde olmadığı kalıcı bir çözüm süreci mümkün değildir. DTP’nin aktif olarak müdahil olmasına fırsat tanınmalı” dedi. Türk ayrıca, Öcalan ve PKK’nin çözüm süreci dışında tutulmaması vurgusu yaptı.
Türkiye’nin demokratik dönüşüm sürecinde, demokratik sol bir siyasetin olmayışından üzüntü duyduklarını belirten Türk, statükocu ve otoriter zihniyetin temsilcisi CHP’nin, Türkiye açısından büyük bir talihsizlik olduğunu söyledi. Türk, AKP’yi demokratlar, liberaller, aydınlar için adeta nimet haline getirenin de demokratik-özgürlükçü bir sol siyaset eksikliğine bağladı. Türk, yeni bir sol yapılanma içinde olacaklarının altını çizdi. Türk konuşmasında, Yaşar Kemal’in “Bin çiçekli bir bahçenin bir kültürünün tanınması ve geliştirilmesi sorunu varsa, tüm imkanların onun için seferber edilmesi gerektiği” sözüne de atıfta bulundu. (Evrensel)
DTP’nin 3. Olağanüstü Kongresi dün Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu’nda yapıldı. Kongre, Eş Başkan Emine Ayna dahil 4 milletvekili hakkında “zorla mahkemeye götürme” kararı olan ve iki eş başkan yardımcısının da bulunduğu 80 kişilik PM üyesinden 54’ünün tutuklandığı bir süreçte toplandı.
DTP’LİLER KONGREYE AKIN ETTİ
DTP’liler sabah saatlerinden itibaren Selim Sırrı Tarcan’a gelmeye başladı. Özellikle kadın ve gençlerin yoğun olduğu partililer salona sığmayınca, salonun dışında halaylar çekip sloganlar atarak, partilerine yönelik baskıları kınadı; Kürt sorununun demokratik, eşitlik temelinde çözümünü istediler.
Salona asılan pankartlarda da “demokratik, eşit temelde çözüm” ön plana çıktı. “Gün daha fazla birlik, daha fazla mücadele günüdür”, “Çözüm operasyonlarda değil diyalog ve barışta”, “Eşit özgür yurttaşla demokratik topluma”, “Yol haritasını istiyoruz”, “Demokratik Türkiye için demokratik özerklik”, “33 Kurşun katliamını unutmayacağız”, “İçi boş açılımlara son” gibi Türkçe ve Kürtçe pankartların asıldığı salonun tavanı da gökkuşağı renkleriyle süslendi.
YEREL KIYAFETLİ KADIN VE GENÇLER
Salonun içinin, kadınların başları ve kıyafetlerinin sarı-kırmızı-yeşil renklerle süslendiği kongrede, yerel kıyafetler de renkli görüntüler oluşturdu.
Kongrede sık sık Öcalan ve PKK lehine sloganlar atıldı.
Salon içinde ve dışında sivil polislerin katılımcıları adeta tek tek fotoğrafladıkları, görüntüledikleri gözlenirken, salon bahçesine girerken yapılan aramalar da adeta taciz boyutuna ulaştı.
Salonda Kürtçe müziğin yanı sıra Lazca müzik de dikkat çekti. Ayrıca bir süre önce yaşamını yitiren ve Diyarbakır’a defnedilme vasiyeti tutulmayan Aram Tigran’ın ezgileri de salonu doldurdu.
ÇOK SAYIDA KONUK KATILDI
Kongreye, aralarında EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek, Ankara İl Başkanı Selma Gürkan; ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Kemal Ulusaler, AKP Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Ayalan, HAK-PAR Genel Başkan Yardımcısı Celal Yıldız, SHP Genel Başkanı Hüseyin Ergün, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, DEP eski Başkanı Hatip Dicle, Yazar Fikret Başkaya, Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol’un da bulunduğu çok sayıda parti, kitle ve meslek örgütü ile dernek temsilcileri katıldı. DTP’li belediye başkanlarının da yer aldığı kongrede, Yunanistan PASOK, Bulgaristan Sosyalist Partisi, İsveç Sol Partisi, KKTC’den Cumhuriyetçi Türk Partisi, Yeni Kıbrıs Partisi, Almanya Sol Partisi, İspanya Sosyalist İşçi Partisi, İspanya BASK bölgesinden Aralar Partisi ve Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu temsilcileri ile Japonya, Belçika, ABD, Avusturya, Birleşik Krallık Büyükelçilikleri temsilcileri ile Türkiye’den yabancı misyon şeflerinden katılımlar da oldu.
DTP eş başkanları Emine Ayna ve Ahmet Türk, milletvekilleri ile birlikte salonun ayakta alkışları ve sloganları eşliğinde girdiler.
AKP ADINI KOYMAKTA TEREDDÜTLÜ
Divan başkanlığına seçilen DTP Milletvekili Osman Özçelik, Türkiye’nin yeni bir sürece girdiğini belirterek, “Kürt Açılımı” vurgusu yaptı. Türkçe ve Kürtçe konuşmasında Özçelik, AKP Hükümeti’nin, önce “Kürt Açılımı”, sonra “Demokratik Açılım” en son da “Milli Birlik ve Beraberlik Projesi” adını verdiği açılımlara dikkat çekerek, “adını bile koymakta tereddüt ettiklerini” söyledi.
TÜRK BASKILARI ANLATTI
Açılış konuşmasını yapan DTP Eş Başkanı Ahmet Türk, iki eş başkan yardımcılarının da aralarında bulunduğu, 89 PM üyesinden 54’ünün tutuklandığı baskı ve operasyonlara dikkat çekerek, “Acaba dünyanın neresinde bir parti bu kadar baskı altına alınmıştır” diye sordu. Tutuklamalar ve halen süren operasyonları “siyasi” olarak nitelendiren Türk, DTP’nin kadroları tutuklanınca, siyasi mücadelenin kesintiye uğrayacağını düşünenlerin yanıldığını söyledi.
DTP’nin çözüm ısrarından ve barışa olan inancından asla vazgeçmeyeceğini belirten Türk, “Kürtler Türkiye’nin önemli bir demokrasi gücü ve dinamiğidir” dedi.
TÜRKLERE ‘KAYGILANMAYIN’
Kürtlerin dilsel, kimliksel, kültürel hak taleplerinin üniter yapıyı daraltmayacağını, Türklerin temel hak ve özgürlüklerini kısıtlayamayacağını belirten Türk, “Kimse böyle bir kaygıya kapılmamalı” diye seslendi.
Türk, “Risk aldık” diyen Başbakan Erdoğan’a da “Kürt sorununun çözümü; risk almayı, kararlı durmayı ve cesur olmayı gerektirir” diye seslendi.
Çözümü tıkayan, engelleyen tarafın DTP ve Kürtler olmayacağının altını çizen Türk, “Şu da iyi bilinmelidir ki; eğer süreç Kürtleri oyalama ve sorunu öteleme gibi bir boyuta taşınırsa, biz de çıkar endişe ve kaygılarımızı halkımızla paylaşır, demokratik muhalefetimizi birlikte sürdürürüz” dedi.
Gelinen noktanın pek iç açıcı olmadığını vurgulayan Türk, içinde yeni bir anayasa olmayan çözümün çözüm olmayacağının altını çizdi. Sorunu, “Kürtlerin iradesi, siyasi temsilcileri muhatap alınmadan çözme” arayışından duydukları kaygıyı da dile getiren Türk, “DTP’nin içinde olmadığı kalıcı bir çözüm süreci mümkün değildir. DTP’nin aktif olarak müdahil olmasına fırsat tanınmalı” dedi. Türk ayrıca, Öcalan ve PKK’nin çözüm süreci dışında tutulmaması vurgusu yaptı.
Türkiye’nin demokratik dönüşüm sürecinde, demokratik sol bir siyasetin olmayışından üzüntü duyduklarını belirten Türk, statükocu ve otoriter zihniyetin temsilcisi CHP’nin, Türkiye açısından büyük bir talihsizlik olduğunu söyledi. Türk, AKP’yi demokratlar, liberaller, aydınlar için adeta nimet haline getirenin de demokratik-özgürlükçü bir sol siyaset eksikliğine bağladı. Türk, yeni bir sol yapılanma içinde olacaklarının altını çizdi. Türk konuşmasında, Yaşar Kemal’in “Bin çiçekli bir bahçenin bir kültürünün tanınması ve geliştirilmesi sorunu varsa, tüm imkanların onun için seferber edilmesi gerektiği” sözüne de atıfta bulundu. (Evrensel)
TÜZEL: ‘BARIŞ İÇİN BİRLİKTE MÜCADELE EDECEĞİZ’
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Levent Tüzel de yaptığı konuşmada, Başbakan’ın önceki gün AKP kongresindeki konuşmasında “Biz birlikte Türkiye’yiz” sözlerine atıfta bulundu. Tüzel, Türkiye halklarının barış istediğini, ancak “Biz birlikte Türkiye’yiz” diyenlerin ısrarla “Milli Güvenlik” ve “terörle mücadele” laflarına sarıldıklarını söyledi. Tüzel, “Başbakan, dediği gibi anaların gözyaşlarını anlıyorsa, havan mermisiyle ölen 8 yaşındaki Ceylan’ın annesinin acısını da anlamalı. Eşitlikten bahsediyorsa, hâlâ ‘Üst kimlik Türklüktür’ dememelidir. Bu, Kürtlerin ne dediğini hiç anlamamaktır” dedi.
Tüzel, “Demokratik bir Türkiye için demokratik özerkliği her yerde anlatacağız, Türkiye halkını kazanacağız. Barış için hep birlikte mücadele edeceğiz” diye konuştu.
KESK Genel Başkanı Sami Evren de, toplumun tüm kesimlerinin, ‘demokratik, özgürlükçü” bir anayasa istediğini belirterek; Meclis’e, “Artık bunun önünü tıkamayın” diye seslendi.