Asimilasyoncu ile asimilasyon kurbanı
Sakın Onur Öymen'i küçümsemeyiniz. Onun ağzından çıkanı kulağı duymayan bir adam sanmayınız. O, ne yaptığını biliyor. Birincisi iç savaş ipinde cambazlık yaparak, devletin bir kesimini Ergenekon'un üstüne gitmekten caydırmaya çalışıyor. İkincisi, seçime hazırlanıyor; AKP'yi neredeyse 'PKK'nin müttefiki' bir parti olarak tanıtıyor; amacı Fırat'ın batısında AKP'yi Türklerin gözünde 'karalamak', Fırat'ın doğusunda ise Kürtlerin gözünde 'aklamak'... Bir taşla iki kuş vurmak; batıda AKP'yi yıkmak, doğuda DTP'yi...Onur Öymen'i sakın küçümsemeyiniz. Bu adam 'Şeyh Said İsyanı'nda, Dersim İsyanı'nda' ne yapıldıysa şimdi o yapılsın diye konuşuyorsa, bu onun kendini kaybetmesinden ötürü değildir. Bilinçlidir. Öyle bir gerilim yaratmak istemektedir ki, öyle bir psikolojik provokasyona yeltenmektedir ki, Türk kamuoyu bu kışkırtmayla Ege kıyılarında, Marmara'nın zengin metropollerinde Kürt'ün kanına susasın, asker Kürt coğrafyasında yeniden imha amaçlı saldırılara geçsin, Kürt toplumunun bir kısmı kendisini AKP'nin kollarına atsın...Onur Öymen müthiştir. Tipik bir komplocu tarzına sahiptir. Kendisini çamura attığı zaman bile, onun amacı rakibini o çamurun içinde boğmaktır. Siz o boğuldu sana durun, Öymen çamura buladığı rakibinin sırtına basarak yaşamaya devam etmektedir.Kirlenmekten korkmaz mı? Rezil olmaya aldırmaz mı? Sorun soracağınız kadar. O Kamuoyunu takmaz. Suratında kıl oynamaz. Renk vermez. Türk bürokrasininin tipik temsilcidir. Sinirleri alınmıştır. Refleksi yoktur. Gece karanlıkta ansızın karşısına çıkıp şaka yollu 'höh' deseniz, hiçbir tepki göstermeden, 'bu korkutmacayı gündüz gözüyle yapabiliyor musun? Yapamıyorsun...Gecenin karanlığına sığınıp, adama 'höh' demek korkaklığın işareti olmuyor mu? Oluyor...' diye o malum 'sorulu-cevaplı' diplomat tarzıyla size sinir bozucu bir nutuk atabilir...Bu adamı küçümsemeyiniz. O darbecileri, Ergenekoncuları kurtarmak için Türk toplumunu yeni Dersim katliamlarına kışkırtmaktan bir an bile korkmuyor. Onun AKP'ye garezi, ne AKP'nin Müslümanlığındandır, ne açılım siyaseti yüzündendir. O AKP'yi Kürt toplumunun önünde 'kahraman' yapma stratejisini soğukkanlılıkla uyguluyor. Kürt sorununda şiddetin işe yaramaz hale geldiğini bilmenin dehşetiyle, son çare olarak, AKP'yi batıdan doğuya doğru sürmek için, akla hayale gelmedik bir yol izliyor. Batıda Türkleri kışkırtıp, AKP'yi bitirmek, doğuda Kürtleri AKP'nin 'PKK'liliğine' inandırıp, DTP'yi bitirmek...İşte bir Öymen klasiği siyaset cambazlığı...Bu kirli stratejiyi boşa çıkarmanın yolu sanıldığı kadar zor değildir. Her cin fikirlinin bir zayıf yanı vardır. Birincisi Öymen hala AKP tabanına değil, kendi tabanına hitap ettiğini görmüyor. O şimdilik yalnızca CHP'li Türkleri kışkırtıyor. Kendi tabanını öyle kışkırtıyor ki, az sonra bu kışkırtma CHP'nin bir 'iç savaş' partisine dönüşmesine yol açacak. Bunun dönüşü de olmaz.İkincisi Öymen DTP ve PKK'nin tabanına değil, Kürt toplumunun en geri, iradesiz azınlığına hitap ediyor. Ediyor ama, AKP yanlısı, PKK karşıtı bu Kürt kesimlerini, 'AKP eşittir PKK' diyerek 'eğittiğinin' farkına varmıyor. Bu geri kesimler bir kere böyle bir 'eğitimden' geçtikten sonra, bilinmeli ki, 'kahrolsun PKK' diyen Bölge'nin AKP teşkilatından kopuyor, gidip, DTP'nin kapısını çalıyor. Zayıf yan bu. Ama zayıftır diye yine de Öymen'i de, stratejisini de küçümsemeye gelmez. O nedenle, şimdi yapılması gereken, kendi örgütsel yapısını koruyan solun hızla DTP'yle doğrudan örgütsel bir ilişki biçimi bulması, tek bir merkezi yapıda çalışmaları işbölümü temelinde koordine edebilecek mekanizmalar yaratması, sonra da Türkçe konuşan solcunun Türklerin kapılarını çalmaya ve Öymen stratejilerinin tehlikesini, CHP-MHP milliyetçiliğinin iç yüzünü, Kürt sorununda Açılımın zorunluluğunu Türklere anlatmaya başlaması, DTP'nin ise Kürt tabanında açılım siyasetinin Kürt örgütlülüğünü tasfiye etmeye çalışan bir 'devlet projesi' olduğunu ilan etmesi, AKP'nin de bu 'devlet projesinin' siyasi sözcülüğünü yaptığını, tüm AKP'li Kürtlere de sahip çıkarak anlatmasıdır. Böyle bir işbölümü, Öymenlerin oyunlarını boşa çıkarır. Ve Kadıköy'de toplanan yüzbinlik Alevi kitlesine Öymenleri anlatmak gerektiğini söylemeye bile utanmak gerekir. Öymen'i alkışlayan Dersimli Kılıçdaroğlu gibilerin birer asimilasyon kurbanı olduğunu da unutmamak gerekir... Zavallılar...Her neyse.. Hepimiz işbaşına...