YORUMSUZ...SİZLER YORUMSUZ KALMAYIN!!!!!!!!!

Savcıya göre işkence yorumuİdil ilçesinde 21 Ekim 2008'de bir yürüyüş sonrası gözaltına alınan Hasan Erarslan, Mehmet Bayram, Ahmet Karagöl, Mehmet Goran, Yusuf İnan, Mehmet Salih Geçgel, Musa Bayram ve Hüsnü Doğan tutuklandı. 8 kişi polisler tarafından hem hastane bahçesinde, yurttaşların gözleri önünde, hem de cezaevine götürülmek üzere bekletildikleri Beşşehitler Polis Karakolu'nda işkenceye maruz kaldı. Olayın duyulması üzerine Av. Cihan Güçlük, Av. Veysel Vesek ve Av. Rahşan Güleç, İdil Cumhuriyet Savcısı Kenan Göksu'ya durumu bildirerek, duruma müdahale etmesini istedi. Savcı Göksu ve avukatlar karakola giderek incelemelerde bulundu. İşkenceyi tespit eden savcı Göksu, teşhis edilen 3 polisin 'şüpheli' oldukları gerekçesiyle silahlarına el konulmasını istedi ve 'sistematik işkence' yapan İdil İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli F.A, Elazığ Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görevli M.S ile M.K, hakkında soruşturma başlattı. Konuyla ilgili daha sonra ise dava açıldı. Fakat tam bu süreçte savcı değişince, dosyayı devralan Ramazan Ertunç ismindeki yeni savcı, hazırladığı iddianamede polislerin görevlerini kötü kullandıklarını ve zor kullanırken sınırları aştığını belirtse de bir önceki savcının 'sistematik bir şekilde belli bir süreç içerisinde işkence yapıldığı' tespitini ise kabul etmedi. Savcı Ertunç, hazırladığı iddianamede, 'polislerin iddia edilen eylemlerin sistematik bir şekilde belli bir süreç içerisinde işlediklerine dair herhangi bir bulguya rastlanamadığı, yine eylemlerinin süreklilik arz ettiğine dair herhangi bir delil elde edilemediği, iddia edilen yaralanmaların bir iki saatlik bir zaman diliminde meydana geldiğinin anlaşıldığı, yaralanmaların basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ve genel olarak sıyrık niteliğindeki yaralanmalar olduğu...' ifadelerine yer verdi. Ertunç işkence yapan polislerin 'basit yaralama' ve 'tehdit' suçlarından yargılanması gerektiğini belirtti.Savcı falaka bekliyorduİşkenceye suçüstü yapan avukatlardan Veysel Vesek de hazırlanan iddianameye tepki gösterdi.Söz konusu olayın Türk Ceza Kanunu'nun 94'üncü maddesinde belirtilen işkence suçunun tipik bir örneği olduğunu belirten Vesek, 'Olayla ilgili raporlar var. Bir de beyanlar var. Açık işkence var. Teşhis tutanakları var. Savcı söz konusu olayda 'sistematik' bir durum olmadığını savunuyor. Oysaki sistematiklik olayın birkaç gün olup olmaması ile alakalı değil. En basitinden bir kişiye birden fazla tokat atılmışsa bu sistematiktir ve işkencedir. Yargıtay da bu şekilde söylüyor' dedi. Savcının işkence yorumunu eleştiren Vesek, 'Herhalde savcı falaka yok diye olayı işkenceden saymıyor. Basit yaralama diyor. Siz bir kişiye bir kez bıçak saplarsanız basit yaralama olur. Ama adamı darp edip, kafasını, kaburgalarını kırarsan bu işkencedir' diye konuştu.'Görevsizlik vermeli'Konuyla ilgili ilk duruşmanın 10 Kasım günü İdil Sulh Ceza Mahkemesi'nde görüldüğünü kaydeden Vesek, dosyanın işkence suçu olduğu için Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesi gerektiğini söyledi. Vesek, mahkemeye dosyada görevsizlik kararı vermesi için de başvuruda bulunduklarını ifade etti. Davanın ikinci duruşması 12 Ocak 2010 tarihinde yapılacak.ŞIRNAK

0 Kommentare: