RFKP : `Hukumet Istifa!` 0 Kommentare
Rusya Federasyonu Komünist Partisi, tüm Rusya genelinde “Hükümet istifa!” sloganı ile protesto gösterileri düzenleyecek.
Arap Birliği Zirvesi’nde Kaddafi kriz çıkardı 0 Kommentare
Tunceli Belediye’sine Ait Araçlara Saldırı 0 Kommentare
Tunceli Belediyesi’ne ait 6 araca, kimliği belirsiz kişi veya kişilerce saldırı düzenlendi. Saldırı da Mameki Köprüsü yanında bulunan araç parkındaki 6 aracın camları kırıldı ve maddi hasar oluştu. Belediye yetkilileri yaşananların
Tunceli Belediyesi’ne ait 6 araca, kimliği belirsiz kişi veya kişilerce saldırı düzenlendi. Saldırı da Mameki Köprüsü yanında bulunan araç parkındaki 6 aracın camları kırıldı ve maddi hasar oluştu.
Olay dün gece, Tunceli girişinde bulunan belediyeye ait araç parkında meydana geldi. Belediye Yetkililerinden edinilen bilgiye göre, kimliği belirsiz şahıs ya da şahıslar, belediye araç parkında bulunan 1 otobüs ile 5 iş makinesine taş ve sopalarla saldırdı. Saldırı sonrası araçlarda ciddi hasar meydana geldi. Belediye yetkilileri yaşananları seçimle ilişkilendirip, bunu ilkel bir öc alma duygusu şeklinde nitelendirdi.
Mameki Köprüsünün yakınındaki kilitli parke şantiyesinde park halinde bulunan Tunceli Belediyesine ait 1 otobüs ile 5 iş makinesi, dün gece kimliği belirsiz kişiler tarafından saldırıya uğradı. Araçların camları kırıldı ve zarar verildi.
Olay sabah saatlerinde mesailerine başlamak üzere araçların yanına gelen belediye personeli tarafından fark edildi.
Konu ile ilgili bir açıklama yapan Belediye Başkan Yardımcısı İbrahim Kasun “ Olay sabahın erken saatlerinde görevli arkadaşlarımız tarafından fark edildi. Mameki Köprüsünün yakınında park halinde bulunan 6 aracımız taşlarla camları kırılarak hasara uğratılmıştır. Olay tahminlerimize göre seçim sonrasında oldu. Maddi olarak önemli derecede hasar var. Belediyenin malı halkın malıdır. Halkın malına zarar verenleri, halkın takdirine bırakıyoruz.
Olayın seçimle bağlantısı olduğu düşüncesindeyiz. Bu davranış ilkel ve iğrenç bir öç alma duygusudur. Çok yanlış bir davranış. Zarar gören araçların masrafları yine halkın ödemiş olduğu vergilerle karşılanacaktır. Olay Emniyet Birimlerine bildirilmiştir ve olay yeri incelemesi yapılarak konu yargıya intikal etmiştir.” şeklinde konuştu.
Kızıldere Katliamı 0 Kommentare
KIZILDERE DİRENİŞİ UNUTULMAYACAK! 0 Kommentare
28 ilde seçilen başkanlar belli oldu 0 Kommentare
Yerel seçimde alınan sonuçlara göre 28 ilde belediye başkanlıkları kesinleşti. DHA muhabirlerinin saat 21.00 itibariyle bölgelerinden
verdiği haberlere göre bu illerde AKP 15, CHP 7, DTP 3, MHP 2 ve DSP 1 belediye başkanlığı kazandı.BElediye başkanlığı seçim sonucu belil olan iller ve kazanan adaylar şunlar:
AĞRI AKP (Hasan ARSLAN)
AMASYA AKP (Cafer ÖZDEMİR)
BİTLİS AKP (Fehmi ALAYDIN)
BURDUR AKP (Sebahattin AKKAYA)
DİYARBAKIR DTP (Osman BAYDEMİR)
EDİRNE CHP (Hamdi SEDEFÇİ)
ELAZIĞ AKP (Mehmet Süleyman SELMANOĞLU)
ERZİNCAN AKP (Yüksel ÇAKIR)
GİRESUN CHP (Kerim AKSU)
HAKKARİ DTP (Fadıl BEDİRHANOĞLU)
İZMİR CHP (Aziz KOCAOĞLU)
KASTAMONU MHP (Turhan TOPÇUOĞLU)
KAYSERİ AKP (Mehmet ÖZHASEKİ)
KIRKLARELİ CHP (Cavit ÇAĞLAYAN)
KÜTAHYA AKP (Mustafa İÇA)
KAHRAMANMARAŞ AKP (Mustafa POYRAZ)
MUĞLA CHP (Osman GÜRÜN)
NEVŞEHİR AKP (Hasan ÜNVER)
ORDU DSP (Seyit TORUN)
SİNOP CHP (Baki ERGÜL)
TEKİRDAĞ CHP (Adem DALGIÇ)
TOKAT AKP (Adnan ÇİÇEK)
TUNCELİ DTP (Edibe ŞAHİN)
AKSARAY AKP (Nevzat PALA)
BAYBURT AKP (Hacı Ali POLAT)
KARAMAN AKP (Kamil UĞURLU)
BARTIN MHP (Cemal AKIN)
ARDAHAN AKP (Faruk KÖKSOY)
Dersim’de seçimi DTP'li Edibe Şahin kazandı 0 Kommentare
DERSİM - Seçim öncesi beyaz eşya ve mobilya dağıtımı ile gündeme gelen Dersim’de DTP Belediye Başkan adayı Edibe Şahin seçimi kazandı.Dersim’de, kent merkezinde belediye başkanlığı için kurulan 62 sandığın tümü açıldı. Kullanılan 12 bin 649 oydan DTP adayı Şahin 4 bin 293 oyu alırken, bağımsız aday Murat Kur 3 bin 340, AKP 2 bin 926 ve CHP 2 bin 44 oy alırken, 46 oy diğer adaylara dağıldı.DTP'liler resmi olmayan sonuçlar üzerine, belediye binası önünde toplanarak davul- zurna eşliğinde kutlamalar yaptı. DTP'de yapılan son yerel seçimi yine DTP'den Songül Erol Abdil kazanmıştıANF NEWS AGENCY
Diyarbakır'ı yüzde 66 oyla DTP aldı 0 Kommentare
Oyunu kullandığı sırada kalp krizi geçiren vatandaş öldü 0 Kommentare
MERSİN - Mersin'in Mut ilçesinde, oy verme işlemi sırasında kalp krizi geçiren vatandaş öldü.Alınan bilgiye göre, Hatice Kara (74) oy vermeye gittiği Meydan Mahallesi Endüstri Meslek Lisesinde muhtarlık seçimleri için oy kullandığı sırada kalp krizi geçirdi. Çevredeki vatandaşların yardımıyla Mut Devlet Hastanesine kaldırılan Kara, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.ANF NEWS AGENCY
Onbinlerce kişi G20’yi protesto etti 0 Kommentare
Bakan Şahin 'tasvip etmediği' işlerin içine girmiş 0 Kommentare
İSTANBUL - Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in, emekli olma şartlarını zorlaştıran yasa yürürlüğe girmeden hemen önce 13 yaşındaki oğlunu ve 15 yaşındaki kızını sigortalı yaptırdığı anlaşıldı. Kayıtlara göre Şahin’in oğlu 15 gün, kızı ise 1 gün sigortalı gösterilerek daha uzun süre prim ödeyip geç emekli olmaktan kurtuldu. Bakan Şahin, CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu'nu küçük torununun aynı şekilde sigortalı yapıldığı ortaya çıkınca 'Tasvip etmiyorum' demişti. Vatan gazetesinin haberine göre, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun fiili çalışma olmadan sigorta işlemi yaptırılmasını ‘Yasadışı’ ilan etmesine rağmen Adalet Bakanı’nın 13 yaşındaki oğlu ve 15 yaşındaki kızını, yeni Sosyal Güvenlik Yasası’nın ağır şartlarından son anda kurtardığı ortaya çıktı. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in oğlu Sosyal Güvenlik Yasası’nın yürürlüğe girdiği 30 Nisan 2008 tarihinden 4 gün önce bir reklam ajansında, kızı da 18 gün önce abisinin, yani Şahin’in büyük oğlunun avukatlık şirketinde “sigorta kayıtları” yaptırılarak çalışıyor gösterildiler. Böylece Şahin’in iki çocuğu, yeni yasanın getirdiği 65 yaşında emeklilik ve daha fazla prim ödeme gibi yüklerden kurtarılmış oldu. Okulu Ankara’da ama... SGK kayıtlarına göre, Bakan Şahin’in 1993 doğumlu kızı Büşra, yeni yasa yürürlüğe girmeden 18 gün önce 12 Nisan’da işe girdi ve yine aynı gün işten çıktı. Ancak 1 günlük prim ödemesiyle, “0602200816047” SSK sicil no ile sisteme dahil oldu. Büşra ªahin’in yeni Sosyal Güvenlik Yasası’nın olumsuzluklarından kurtulmasını sağlayan işe giriş çıkış yaptığı işyerinin ise, abisi Cem Şahin’in Ankara’daki avukatlık bürosu olduğu öğrenildi. Ankara Cinnah Caddesi adresinde görünen Cem Şahin’in, avukatlık bürosunu sonradan devrettiği bildirildi. Bakan Şahin’in 1995 doğumlu oğlu Burak Şahin de, yeni yasanın yürürlüğe girmesinden sadece 4 gün önce işe başlamış gösterilerek, “3402200828029” sicil no ile SSK’lı oldu ve 10 Mayıs tarihine kadar 15 gün sistemde kaldı. Oğul Burak Şahin’in 15 gün primini ödeyerek yeni yasanın olumsuzluklarından etkilenmesini önleyen işyeri ise kayıtlarda İstanbul- Akatlar-Beşiktaş adresli Dualist Reklam Ltd. isimli bir reklam ve yayıncılık ajansı olarak görünüyor. Şirket, İstanbul’da kurulu. Sigorta kaydı yapıldığı Nisan 2008 tarihinde 13 yaşında olan oğul Burak Şahin’in, okulların açık olduğu ve 2. yarıyıl eğitim ve öğretim döneminin ortasında İstanbul’daki bir reklam ajansında çalışıyor görünmesi de ayrıca dikkat çekti. SGK üst yönetiminde ikinci ‘çocuk’ vakası Sosyal Güvenlik Kurumu Başkan Yardımcısı Veysel Uyar’ın 13 ve 5 yaşlarındaki iki çocuğunu, mevcut maddeden yararlanma tarihinin bitiminden bir gün önce 29 Nisan 2008 günü işçi diye tescil ettirdiği ortaya çıkmıştı. SGK Primsiz Ödemeler Genel Müdürü Yadigar Gökalp’in de kızını reformdan korumak için bir cep telefonu bayiinde çalışıyor gösterdiği anlaşıldı. Kayıtlara göre 1 Ocak - 31 Ocak tarihleri arasında lise 2. sınıf öğrencisi kızının 30 günlük işe giriş çıkış kaydını yaptıran Yadigar Gökalp’in kızı Bengisu, SSK’da 0601200745243 sicil no ile sisteme yasa yürürlüğe girmeden kaydoldu. SGK ‘yasadışı’ ilan etmişti Sosyal Güvenlik Reformu’nun 30 Nisan 2008’de yürürlüğe girmesinden önce vatandaşların çocuklarını, 65 yaş sınırından etkilenmemesi için bir yerde sigortalı gösterme telaşına düşmesi büyük sorun olmuştu. Hükümet temsilcileri ve SGK yöneticileri bu durumun “yasadışı” olduğunu belirterek “fiili çalışma olmadan sigortalı gösterilenlerin kayıtlarının iptal edileceğini” açıklamıştı. Yapılan denetimlerde de 18 yaşın altındaki 40 bin çocuğun sigortası fiili çalışmaya dayanmadığı için iptal edilmişti. Az prim ödeyip daha çok maaş alabilecekler Sosyal Güvenlik Yasası’nın yürürlük tarihinden önce sigorta girişi yapılanlar, temelde 4 büyük avantaj elde etti. Öncelikle yasa yürürlüğe girmeden önce sigortalı oldukları için 65 yaşını beklemeyecekler. Yasadan önce sigorta kayıtları yapıldığı için bu çocuklar kadınlarda 58 ve erkeklerde 60 yaş kuralına tabi olacaklar. Ayrıca, gelecekte büyüyüp, çalışıp, emekli olmaları halinde emekli maaşları hesaplanırken ilk 10 yıl için aylık bağlama oranı yüzde 3 olarak kabul edilecek. Eğer binlerce çocuk gibi yasadan sonra sigortalı olsalardı, aylık bağlama oranı bütün yıllar için yüzde 2 olarak hesaplanacaktı. Ayrıca, yeni Sosyal Güvenlik Yasası, emekli olduktan sonra hem emekli maaşı alıp hem de çalışmaya izin vermiyor. Ama bu çocuklar yasadan önce sigortalı yapıldıkları için emekli olduklarında katkı payı ödeyerek hem emekli maaşı alacaklar hem de çalışabilecekler. Biir kritik nokta da şu prim ödeme gün sayısında. Yasa yürürlüğe girmeden önce sigortalı olanlar 7 bin gün prim ödeyerek emekli olabilecekler.
Danimarka'yla Roj TV pazarlığı 0 Kommentare
STOCKHOLM - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen’in NATO Genel Sekreterliği adaylığı ile ilgili çekincelerini ortaya koymasının ardından Danimarka harekete geçti. İki üst düzey savcının, Roj TV’nin kapatılması konusunu görüşmek üzere Türkiye’ye gönderileceği bildirildi. İsveç haber ajansı TT, Danimarka haber ajansı Ritzau’a dayanarak verdiği habere göre, Başbakan Erdoğan'ın "Roj TV’nin Kopenhag’dan yayın yapıyor olmasından rahatsız' açıklaması Danimarka'yı harekete geçirdi. Danimarka’dan iki üst düzey savcının bu televizyonun kapatılmasıyla ilgili temaslarda bulunmak üzere Türkiye’ye gönderileceği belirtildi. Haberde, Türkiye’nin Rasmussen’in NATO Genel Sekreterliği konusundaki çekincelerinden birinin de karikatür krizi olduğu, Müslüman ülkelerin karikatür krizi nedeniyle Danimarka Başbakanı’nın NATO Genel Sekreteri olması konusundaki itirazlarını Türkiye’ye ilettiği kaydedildi.(aa)
Muhsin Yazıcıoğlu: Bir Faşist Katilin Anatomisi 1 Kommentare
Eroinden sorumlu Mehmetgiller 0 Kommentare
Çiller 1994’teki ekonomik krizi dönemin Emniyet Müdürü M. A. ve MİT’çi M. E’ün “20 milyar dolarlık eroin parasını kullanalım” tavsiyesine uyarak atlatmış
12 Eylül hukuku Anayasa Mahkemesi’nde 0 Kommentare
33 VALİ EMEKLİ EDİLDİBu hükümler ile idareye verilen takdir yetkisi uyarınca, aralarında Güngör Aydın’ın da bulunduğu 33 merkez valisi, herhangi bir gerekçe gösterilmeden, resen emekli edildiler. Daha sonra, 17.5.1990 tarihinde de yine Bakanlar Kurulu Kararı ile Güngör Aydın’ın da aralarında bulunduğu resen emekli edilenlerin bir kısmı, açıktan merkez valisi kadrolarına yeniden atandılar. Vali Aydın resen emekli edilmesini getiren düzenlemenin iptali ile yeniden merkez valisi olarak atandığı tarihe kadar, emekli statüsünde geçirdiği 8 yıl, 3 ay, 22 günlük sürenin fiili hizmetine eklenerek, emeklilik yönünden değerlendirilmesi ve emekli maaşı ile merkez valisi maaşı arasındaki maaş ve özlük hakları farkının bugünkü değeri üzerinden, yasal faiziyle birlikte ödenmesini talep etti.
İPTALİ İSTENEN DÜZENLEMELER NE GETİRİYOR14.11.1981 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2559 sayılı yasa, 5534 sayılı Emekli Sandığı Yasası’nın 4. maddesine ek geçici iki madde ekliyor. Ek Geçici Madde 1: Yirmi fiili hizmet yılını veya elli beş yaş ve on fiili hizmet yılını dolduran iştirakçilerden, 31 Aralık 1981 tarihine kadar emekliliklerini isteyen ve bu madde hükümlerine göre emekli edilmeleri kurumlarınca kabul edilenlere... aylık bağlanır ve emekli ikramiyeleri yüzde 25 fazlası ile ödenir. Ek Geçici Madde 2: Ek geçici 1. maddede yazılı durumda bulunan iştirakçilerden anılan maddede belirtilen süre içinde emekliliklerini istememiş olanlar 31 Ocak 1982 tarihine kadar, atanmaları Bakanlar Kurulu Kararı ile yapılmış olanlar atamalarındaki usule göre, diğerleri müşterek kararla resen emekliliğe sevk edilebilirler.
Bugün Dünya Tiyatrolar Günü 0 Kommentare
Nedim Gülsen
Bugün Dünya Tiyatrolar Günü1948 yılında kurulan Uluslararası Tiyatro Enstitüsü, 1961 yılında aldığı bir kararla 27 Mart gününü Dünya Tiyatrolar Günü olarak kabul etti. Bu enstitüye üye ülkeler, her 27 Mart gününü Tiyatro bayramı olarak kutlamaktadır. Tiyatrolar Günü’nde, tiyatroyu halka sevdirmek için etkinlikler yapılır. Hayatın bir parçası ve güzel sanatların en ilgi çekici kollarından biri olan tiyatroda, harekete, konuşmaya ve bazen de müziğe yer verilir. İlk çağlarda tiyatro, yazılı bir metin olmadan oynanırdı. Yeteneğine güvenen oyuncular sahnede istedikleri gibi konuşurlardı. Bizim kültürümüzde tiyatroyu; ortaoyunu, gölge oyunu, köy seyirlik oyunları, meddahlık, danslı ve taklitli oyunlar şeklinde görürüz. Gölge oyununda, arkadan ışıklandırılan beyaz bir perde vardır. Karagöz veya başka tipteki kuklalar bu perdenin üzerinde oynatılıp konuşturulur. Güzel hikayeler anlatılarak halkı eğlendiren kişilere meddah denir. Köylerimizde hala, oyun çıkarma adıyla seyirlik oyunlar düzenlenmektedir.İnsan hayatı içinde var olan umudun, acının ve sevincin, hep birlikte verildiği oyunlara dram diyoruz. Komedi, insan hayatı içindeki komik ve gülünç şeylerin oyunlaştırılmasıdır. Konularını tarih ve efsanelerden alan acıklı sahne oyunlarına ise trajedi diyoruz.Tiyatro, İnsanları eğitir, eğlendirir, aynı zamanda düşündürürde. Bir arada yaşayan insanların birlikte güldüğü, birlikte ağladığı ve hep birlikte düşündüğü tiyatro salonları, insanca duyguların da öğrenildiği yerlerdir.“Tiyatro olmasaydı insanoğlu çok eksik, çok güdük kalırdı.”TÜM İNSANLIĞIN TİYATRO GÜNÜNÜ KUTLUYORUZ...Tiyatroyla içiçe bir yaşam dileğiyle...DOSTÇAKALIN...
Gericilerin DESA direnişini karalama kampanyası 0 Kommentare
Diren Servi
26.03.09) – DESA Deri’nin İstanbul Sefaköy’deki fabrikası önünde 9 ayı aşkın süredir tek başına sürdürdüğü direnişiyle örgütlü-örgütsüz işçilere izlenmesi gereken yolu gösteren Deri-İş Sendikası üyesi Emine Arslan’ın direnişi şimdiye kadar çeşitli yol ve yöntemlerle karalanmaya çalışılmıştı. Fabrikalarda sendikal örgütlülüğe tahammül edemeyen patronlar işten atma, sendikadan istifa gibi çeşitli baskı yöntemleriyle örgütlülüklerini ve mücadelelerini dağıtmak istedikleri işçilere karşı farklı ve kirli silahlar da kullanmaya devam ediyorlar. Samanyolu TV patron sözcüsü... Emine Arslan’ın birçok kesim tarafından sahiplenilen ve adeta sembol haline gelen direnişine yönelik son saldırı ve düşmanlık örneği ise dinci-gerici Samanyolu TV aracılığıyla farklı bir biçimde sergilendi. Fethullah Gülen cemaatine bağlı Samanyolu Televizyonu’nda çıkan haberle “Ergenekon’la bağlantılı sendikaların işçilerin işsiz kalmasına neden olacak eylemler yaparak krizi derinleştirmeye çalıştığı” ifade edilerek sendikaların bu yolla hükümeti zor duruma düşürmeye çalıştıkları söylendi. Sefaköy’deki DESA direnişçisi Emine Arslan’ın direnişi de Samanyolu TV tarafından bu örnekler arasına alındı. Arslan ve Deri-İş’ten karalamalara yanıt... Sürdürdüğü kararlı ve onurlu direnişine yönelik karalama kampanyasına cevap veren DESA direnişçisi Emine Arslan ise "Direnişe çıktığımızda bizim için 'üç beş çapulcu, vatan haini' dedi. Hakkımızı arıyorduk oysaki. Şimdi de yaptığı haksızlığı meşrulaştırmak için 'ergenekoncu' diyor" diyerek DESA patronunu televizyonda canlı yayına çıkarak gerçekleri konuşmaya davet etti. Samanyolu TV’nin Emine Arslan’la beraber hedef gösterdiği T. Deri-İş Sendikası da konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı ve karalama kampanyasına cevap verdi. Yazılı açıklamasında DESA Deri’nin örgütlenme süreci ve ardından gelişen direniş sürecinde patronun uyguladığı baskılara değinen Deri-İş Sendikası Yönetim Kurulu, DESA patronunun Samanyolu TV aracılığı ile Deri-İş’e yönelttiği “Ergenekon’la ve illegal örgütlerle bağlantılı” biçimindeki saldırısını Deri-İş’e, sendikal ve emek hareketine bir saldırı olarak değerlendirdi. Deri-İş’in yazılı açıklamasında şu sözlere yer verildi: “Eğer bu sürecin bir faturası ortaya çıkıyor ve Desa işvereni bunu ödemek istemiyorsa, Sendikamızın yasal kimliğine saygı göstermesi, üyelerinin temsilcisi olarak kabul etmesi, sendika üyeliği nedeni ile işten attığı işçileri geri alması ve sendika üyesi işçilerin üzerindeki baskıları kaldırması gerekmektedir. Bir sendikanın görevi, üyelerinin hak ve menfaatlerini sonuna kadar korumaktır. Geçmişten bugüne yaratmış olduğu gelenekle, sendikamız tam da bunu yapmaktadır ve yapmaya devam edecektir. Desa işvereninin Samanyolu TV’de yapmış olduğu açıklama sendikamıza, sendikal harekete ve emek mücadelesine yapılmış bir saldırıdır. Sendikamızın Ergenekon’la ve illegal örgütlerle bağlantılı olduğunu gösterme çabasını ve Samanyolu TV’nın bu taraflı yayın anlayışını nefretle kınıyoruz. Duyarlı basını, demokratik kitle örgütlerini ve sendikaları bu çirkin saldırıya sessiz kalmamaya çağırıyoruz
Grup Yorum Elemanı Tutuklandı 0 Kommentare
ABD ASKERİ OLMAYACAĞIZ! 0 Kommentare
Ergenekon ile Hizbullah'ın el bombaları aynı seriden çıktı 0 Kommentare
Devlet resmen uyuşturucu ticareti yapmış 0 Kommentare
AKP'li Arzu'nun korumalarından protestolara kurşunla cevap 0 Kommentare
Darbeden yargılanıyorlar evlerinde oturuyorlar 0 Kommentare
Erdoğan'ı protestoya 11 yıl hapis 0 Kommentare
Atak’ın tutuklanmasına neden olan ifadeler dehşete düşürdü 0 Kommentare
Ergenekon soruşturması kapsamında geçen hafta Cizre’de başlatılan eski Cizre Belediye Başkanı ve korucubaşı Kamil Atak ile oğlu Temel Atak’ın tutuklanmasına neden olan itirafçının savcılığa verdiği ifadeye, Milliyet ulaştı. M.B. adlı itirafçının 13 Mart ve 19 Mart günlerinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği iki ayrı ifadede, Kamil Atak’ın da içinde olduğu bir grubun 1993-1997 yılları arasında bölgede gerçekleştirdiği 5 ayrı öldürme olayı ile ilgili, ayrıntılı bilgiler verdiği ortaya çıktı. Atak’ın tutuklanmasına neden olan olaylara ilişkin M.B.’nin iddiaları özetle şöyle: ‘Kalaşnikofla vurdular’ “1993’ün aralık ayında geçici köy korucusu ve akrabam olan B.P., PKK’ya yardım ettiği gerekçesiyle Cudi Mahallesi’nde oturan Beşir adlı kişiyi evinden çıkararak, 200 metre ileride Kalaşnikof silahı ile 2 el ateş ederek öldürdü. Güneş doğana kadar ceset orada bekledi.” “1994 ya da 1995’te Kamil Atak’ın oğlu Tamer ve M. N. ile birlikte İpekyolu Camii civarında gezerken, Ramazan Uygur ile karşılaştık. Tamer, Ramazan’ın arandığını bildiği için arabaya çağırdı ve ‘Babam Kamil seninle görüşmek istiyor. Arabaya bin’ dedi. Ramazan araca binmek istemedi, bunun üzerine yeğenim Tamer arabadan inerek üzerinde taşıdığı ruhsatsız tabancayı çıkartıp Ramazan’ın yüzüne dayadı. Ramazan, silahı Tamer’in elinden almaya çalıştı. ‘20-30 mermi sıktı’ Bu sırada silah ateş aldı, Ramazan’ın yüzünden kan akmaya başladı. Ben de Tamer’i vurmadan Ramazan’ın karın kısmına ateş etmeye çalışırken, Ramazan’ı ayağından vurdum. Bunun üzerine Ramazan boğuşmayı bırakıp yere düştü, daha sonra Tamer bendeki silahı alıp seriye bağladı, 20-30 mermi sıktı. Ramazan’ı orada bıraktık ve araçla olay yerinden uzaklaştık. Bu silahı olaydan sonra Kamil Atak’a verdik.” “1996 ya da 1997’de Kamil Atak Cudi Mahallesi’nde Beşirikomu ailesine ait 3 katlı evin karşısında bulunan, şu anda ismini hatırlamadığım bir şahıs için Ş. P.’ye talimat verdi. İ. Ö. ile birlikte üçümüz yüzümüzü puşi ile bağlayıp bahsedilen eve gittik. Ben, şahsa dışarı gelmesini söyledim. Giyinip dışarı çıktı. Ben bu şahsın Kamil Atak’a götürüleceğini düşünüyordum. Ama bu şahsı Ş. P. ve İ. Ö. kasaturalarla bıçaklayarak öldürdüler.” ‘Araçla ezerek öldürdüler’ “1993’te Kamil Atak’ın danışmanlığını yapan B. B.’nin halasının oğlu olan Abdülrezzak Binzet, gerek bize yakın davranmaması, gerekse PKK’lılara tavır koymaması nedeniyle Kamil Atak aile meclisinde bu şahsın öldürülmesine karar verdi. 1997’de Atak’ın korumalığını yapıyordum. 1997’de 15 Temmuz günü belediyeden dönerken, bana Ankara’ya gitmemi söyledi. Ankara’da Atak’a ait evde kaldım. Ertesi gün Atak yalnız başına arabayla geldi. ‘Seni Cizre’ye göndereceğim. Cizre’de kendini kimseye göstermeyeceksin. Abdülrezzak’ı öldürüp geleceksin’ dedi. Atak daha sonra beni arayıp ‘Olay bitti Abdülrezzak öldü’ dedi. Ama kimin öldürdüğünü söylemedi. Araçla ezilerek öldürüldüğünü öğrendim.” “1994-1995’in kış aylarıydı. Sattığı arazinin gelirini PKK’ya verdiğinden dolayı Derviş Özalp isimli şahsı A. Y. ile A. G. isimli itirafçılar beyaz Toros marka araç ile getirdiler. Atak öne, ben arkaya bindim. Beraber Cizre’nin Nusaybin çıkışında bulunan Saklan Köprüsü altına sorgulama amaçlı götürdük. Daha sonra korucu olan Ş. P., ismini bilmediğim bir şahsı getirerek Özalp ile yüzleştirdi. Bu yüzleştirme sonucunda Özalp suçlu bulundu. A. G. ve A. Y. ellerinde bulunan puşiyle Özalp’ı boğmaya çalıştılar. Şahıs, iri ve güçlü olduğundan öldüremediler. Bu durum 34 dakika sürdü. Kamil Atak bana yolun üst kısmına çıkmamı söyledi. 14-15 el ateş sesi geldi.” Koruculardan Atak protestosu Cizre eski Belediye Başkanı ve Korucubaşı Kamil Atak’ın Diyarbakır’da tutuklanmasının ardından Cizre’de korucular, tutuklanmayı havaya ateş açarak protesto etti. Cizre’nin Cudi Mahallesi’nde Kalaşnikoflarla havaya ateş açılması sırasında korkan bazı vatandaşlar evlerine kaçtı. Yaklaşık 15 dakika aralıklarla duyulan silah sesleri, polis ekiplerinin mahalleye gitmesiyle sona erdi. (Milliyet)
Dersim’de hava destekli operasyon 0 Kommentare
Yüzbaşı beylik tabancasıyla intihar etti 0 Kommentare
Süheyla GÖZDERELİLER/YALOVA, (DHA)
YALOVA Karamürselbey Eğitim Komutanlığı'nda görevli 40 yaşındaki Öğretmen Kıdemli Yüzbaşı Olgun Ural, beylik tabancasıyla intihar etti. Evli olan Olgun Ural'ın intihar nedeni araştırılıyor.Karamürselbey Eğitim Merkezi Komutanlığı Lojmanlarında oturan Öğretmen Kıdemli Yüzbaşı Olgun Ural, dün sabah saatlerinde girdiği bunalım sonucu evinin yatak odasında kendisine ait tabanca ile başına bir el ateş ederek intihar etti. Olay yerinde hayatını kaybeden Ural’ın ceseti, Gölcük Asker Hastanesi'ne kaldırıldı. İntihar nedeni henüz belirlenemeyen Kıdemli Yüzbaşı Olgun Ural'ın yaşamını yitirdiği olayla ilgili olarak soruşturmaya Gölcük Askeri Savcılığı’nca başlandı. Ural’ın cenazesinin memleketi Sivas'ta toprağa verileceği öğrenildi.