14 KESK üyesi tutuklandı 0 Kommentare
İZMİR - Beş ilde düzenlenen baskınlarda gözaltına alınan 28 KESK üyesinden 14’ü çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.28 Mayıs Perşembe günü Ankara’da KESK Genel Merkezi, İzmir’de Eğitim Sen 1 ve 2 No’lu Şubeler ve Van Eğitim Sen ile sendikacıların evlerine polis ve jandarma tarafından baskınlar düzenlenmiş ve 34 kişi gözaltına alınmıştı. İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği karar doğrultusunda gözaltına alınan KESK’liler, Kırıklar Jandarma Karakolu’na götürülmüştü. KESK’lilerden 6’sı karakoldan serbest bırakıldı. Gözaltındaki 28 KESK üyesi, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'ndaki ifadelerinin ardından tutuklama talebiyle Nöbetçi 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edildi. 28 KESK üyesinden 14'ü çıkarıldığı mahkece tutuklandı, diğerleri ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.ANF NEWS AGENCY
Hamidiye Alayları'ndan Köy Koruculuğu'na 0 Kommentare
28 KESK üyesi mahkemeye sevk edildi 0 Kommentare
Kuzey Kore gerilimi tırmanıyor, ABD uyardı! 0 Kommentare
Binlerce kişi 'Fırat suyu kan akıyor baksana' dedi 0 Kommentare
Çin’de grizu patlamasında 30 madenci öldü 0 Kommentare
PEKİN - Dünyada maden kazaları ve buna bağlı ölümlerin en çok yaşandığı Çin'de meydana gelen patlamada 30 madenci öldüÜlkenin güneybatısındaki Chongqing şehrinde bulunan bir madende oluşan grizu patlamasında 30 madenci öldü. Resmi Xinhua ajansı, Anwen ilçesinde 131 işçisi bulunan Tonghua kömür madenindeki patlamada 101 işçinin kurtarıldığını bildirdi. Kurtarılanlardan 4'ü ağır olmak üzere 56 işçinin yaralı olduğu ifade edildi. 50 yıllık madenin devlet ait olduğu ve yıllık 600 bin ton kömür üretim kapasitesine sahip olduğu belirtildi. Çin'de resmi rakamlara göre geçen yıl maden kazalarında 3 bin 200 kişi yaşamını yitirdi. Ancak bağımsız kaynaklar, bu rakamın kazaların örtbas edilmesinden dolayı çok daha fazla olduğunu savunuyor.ANF NEWS AGENCY
Mayinli arazi tasarisi geri cekildi 0 Kommentare
Adil ve demokratik bir cozum icin kimse susmasin 0 Kommentare
Operasyonlara son verilmeli
Adil bir barışın karşılıklı jestlere dayandığını kaydeden Biçici, 'Adil bir barışın koşulları üzerine anlaşabilmek; savaş aygıtını Kürt halkının karşısına dikmek ve askeri, psikolojik ve düşük yoğunluklu operasyonlar düzenlemek gibi 'tedbirler' yerine konuşmaya dayanır. Diyalogun önünü açacak olan çatışmasızlık süreci için operasyonlara son verilmesinden ve karşılıklı olarak silahların susturulmasından başka yol yoktur' diye konuştu.
'Kürtçe resmi dil olmalı'
Kürtlerin kültürü ve dili üzerinde devam eden yasakçı uygulamaları kabul etmediklerini belirten Biçici, Kürtçe'nin ikinci resmi dil olarak tanınması gerektiğini söyledi. Kürtlerin, köylere geri dönüş hakkı, çocuğuna ve köyüne sevdiği ismi verme özgürlüğünün olması gerektiğini dile getiren Biçici, bölgeye dair açıklanan ekonomik tedbir paketlerinde bölge emekçilerinin taleplerinin dikkate alınmasını istedi.
Çatışmasızlık için çözüm önerileri
# Onurlu ve adil bir barışın en önemli kilometre taşlarından biri Kürt Özgürlük Hareketinin ayrımsız tüm kadrolarının, önderlerinin ve siyasal tutukların demokratik siyasete ve toplumsal yaşama katılımları güvence altına alınmalı.
# Kürt halkı ve temsilcileri demokrasinin gelişmesine yerelliklerden başlayarak katıda bulunmak istediklerini, aşırı merkeziyetçi sistemin eleştirdiklerini yeterince ifade ettiler. Yerel yönetimlerin yetkilerini arttıracak bir yasa bu sürecin olmazsa olmazıdır.
# Kirli savaş mağdurlarına karşı işlenen suçları açığa çıkartacak bir komisyon eşliğinde savaştan beslenen organize suç örgütü haline gelmiş korucu çeteleri ve karanlık güç odakları açığa çıkartılmalı.
Serhat'ta çözüm deklarasyonu yayınlanacak
Van, Hakkari, Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan, Bitlis, Muş, Erzurum bölgeerinde sivil toplum örgütleri, bugün Eğitim Sen Van Şubesi'nde Kürt sorununun çözümü ve yapılması gerekenlerle ilgili ortak bir deklarasyon yayınlayacak.(DiHA)
KESK operasyonunda 31 kisi gozaltinda 0 Kommentare
'KESK Kadın Sekreteri Songül Morsümbül, Barış Meclisi Üyesi Yüksel Mutlu, Eğitim Sen Kadın Sekreteri Gülçin İsbert, Ankara Eğitim Sen 2 Nolu şube üyesi Lami Özgen, KESK Eski Genel Sekreteri Abdurrahman Daşdemir (İzmir), Eğitim Sen eski kadın sekreteri Elif Akgül (İzmir), İzmir Torbalı Eğitim Sen temsilciliği Eğitim Sekreteri Kemal Karakoyun, İzmir Torbalı Eğitim Sen üyesi Mahir Engin Çelik, İzmir Torbalı Eğitim Sen üyesi Selçuk Haspolat, İzmir Torbalı Eğitim Sen üyesi Nergiz Acar, İzmir Eğitim Sen 4 nolu Şube'den Mine Çetinkaya, İzmir Eğitim Sen 4 nolu Şube'den Sermin Güneş, İzmir Eğitim Sen 6 nolu Şube'den Nihat Keni, İzmir Eğitim Sen 1 nolu Şube'den Mustafa Güçlü, İzmir Eğitim Sen 1 nolu Şube'den Mehmet Kuriş, İzmir Eğitim Sen 1 nolu Şube'den İsmail Demir, İzmir Eğitim Sen 1 nolu Şube'den Sakine Esen Yılmaz, İzmir Eğitim Sen 1 nolu Şube'den Aydın Güngörmez, İzmir Eğitim Sen 2 nolu Şube'den Mustafa Beyazbal, İzmir Eğitim Sen 2 nolu Şube'den Harun Gündeş, İzmir Eğitim Sen 5 nolu Şube'den Ekan Deniz, İzmir Bergama Eğitim Sen temsilcisi Haydar Deniz, İzmir SES Hukuk Sekreteri Yüksel Özmen, İzmir BES İş yeri temsilcisi Meryem Çağ, İzmir Eğitim Sen şube üyesi Hacı Ali Sipahi, İzmir BTS şubeden Nazan Soysal, İzmir SES şubeden Yüksel Özmen, İzmir SES şubeden Vahat Bingöl, Manisa Turgutlu Eğitim sen şubesinden Aziz Akikloğlu, Manisa'dan eski KESK üyesi Emekli öğretmen Refik Aslan ve Van Eğitim Sen Şube üyesi Hasan Umar.' (DİHA)
KESK’ten acil eylem planı 0 Kommentare
KESK: Operasyon bir gözdağıdır 0 Kommentare
Baykal : `PKK silahi biraksin af cikar` 0 Kommentare
Baykal DTP'nin "terörü reddetmediği" yönündeki eleştirilerini yineledi; partisinin 1999 tarihli "Doğu ve Güneydoğu Raporu"na yaşama geçirmeye çalıştıklarını söyledi. Demokratik Toplum Partisi (DTP) Eşbaşkanı Ahmet Türk, önceki gün (26 Mayıs) Meclis'teki grup toplantısında yaptığı konuşmada, CHP'yi bu rapora sahip çıkmaya çağırmıştı.
Baykal DTP milletvekillerinin yargılanmasıyla ilgili de "Milletvekilini siyasi duruşundan, sözlerinden dolayı yargılamayacaksın" dedi.
Haberlere göre, Baykal'ın Kürt sorununa ilişkin sözlerinden bazıları şöyle.
Af çıkar: Siyaseti silahla yapmayacağım, silahı tamamen elimden bırakacağım dendiği anda af projesi başlar. "Bazı taleplerimi, hukuk ve demokrasi içinde dile getireceğim, savunacağım. Taleplerimi terör yaptırımıyla takip etmeyeceğim" densin. PKK'nin dağdan ineceği, bir daha silaha başvurmayacağı netlik kazansın, bu durum ortaya çıksın af olur. Silahtan vazgeçip, dağdan inenlerin ortaya koyacakları güvencelerin gereği olarak bu kararı alanların toplumla kucaklaşmaları ve ağır bir mahkumiyete uğramamaları için gerekli adımlar atılır. Ancak dağdan inilince, ihtilaflar ortadan kalkar mı? O demokrasinin bileceği iştir. Her şey demokratik süreç içinde işler.
"Masanın üzerinde silah olmamalı, kalem, kağıt, fikir olmalı"
DTP: Biz DTP'yi neden eleştiriyoruz? "Terör yapanları onaylama, terörü önerme, terörü bir yönetme olarak önümüze koyma." Daha bunları göremedik. Masanın üzerinde silah olmamalı, masada kalem kağıt, fikir olmalı. Hem sizde silah olmayacak, hem de sizin arkanızda olanlarda. İşin özü silah ve silahın gölgesi ortadan kaldırılmalı. "Normal bir parti gibi talebimi siyasi sürecin içine koyarım", "Ama bugüne kadar silaha başvurduğum için beni köşeye sıkıştırma", "Silah ve terörü tamamen dışlıyorum" diyorsan tamam. Bunu göremiyoruz.
CHP'nin Kürt raporu: O rapora sahip çıkıyoruz. Yaşama geçirmeye çalışıyoruz. O günkü önerilerimizi bugün siyaset de bürokrasi de sahipleniyor. Ancak unutulmasın ki Türkiye bir ırk devleti değildir. Siyasi bilinç cumhuriyetidir. Herkes kendi etnik kimliğiyle elbette iftihar edecektir. Ancak kimsenin etnik kimliği, cumhuriyeti ayrıştırmaya neden olamamalıdır. Çözüm tartışmalarında temel anlayış etnik temelde ayrıştırmayı amaçlar nitelikte olmasın. Bizi kaynaştıran, bütünleştiren etnik kimlik çerçevesinde tüm özgürlüklerin kullanıldığı, ama herkesin milletin bir parçası olamayı doğal saydığı bir anlayışı temel almalıdır.
Eğitim: Orada en iyi okullar açılmalı. Eğitim kurumları nitelikli olmalı. O bölgeye umut vermek lazım. Kuşakları umutlandıracak bir perspektif ortaya koymak lazım, entegrasyon böyle olur. Bölge insanına Türkiye'yi yönetebileceği güvenini de vermeliyiz. (BiaNET)
Poyrazkoy suphelisi Yarbay Ecevit tutuklandi 0 Kommentare
Beşiktaş'taki Adliyeye dün (27 Mayıs) çıkarıldıktan sonra, "Ergenekon örgütüne üye" olduğu ve 6136 sayılı "Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet ettiği" iddiasıyla savcılığın Nöbetçi 10. Ağır Ceza Mahkemesi hakimliğine gönderilen Yarbay Ecevit'in tutuklanmasına karar verildi.
Biri emekli dört subay tutuklandı
İstek Vakfı'nın daha sonra askeri bölge olarak işlev gördüğünü açıkladığı Poyrazköy'deki arazi kazılarında 15'i dolu 22 LAW silahı ile bombalar, patlayıcılar ve çok sayıda mermiyle bulunmuştu. Bulunan mühimmatla ilgili olarak biri emekli dört subay tutuklanmıştı.
Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, Poyrazköy'deki kazılarda 21 Nisan'da bulunan silah ve mühimmatlarla ilgili hakkında tutuklama kararı bulunan Yarbay Mustafa Türkan Ecevit'in halen yurtdışında görevli olduğunu ve dönünce gerekli yasal işlemin yapılacağını açıklamıştı. (BiaNET)
Taseronluk ,piyasacilik ,ihmalkarlik 8 can daha aldi! 0 Kommentare
Yangın, önceki gece saat 02.00 sularında, A-2 katındaki tomografi servisinde başladı. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangını söndürdü, ancak yanan kablolardan çıkan dumanlar bütün hastaneyi kapladı. Yangın bodrum katta çıktığı halde, siyah dumanlar 3 ve 4’üncü katlarda bulunan yoğun bakım servisine ulaştı.
JENERATÖR DEVREYE GİRMEDİ
Burada tedavi gören ve solunum cihazına bağlı olan 16 hastanın, ‘fişi çekildi’. Çünkü çıkan yangında trafo devre dışı kalmıştı, jeneratör de devreye girmemişti. Böylelikle, zaten dumandan etkilenmiş olan hastaların bir de solunum desteği kesildi. Hastalar, camlar kırılıp merdivenle tahliye edildi. Ancak yoğun bakımda tedavi gören 16 hastanın 8’i yaşamını yitirdi. Hayatını kaybedenlerin isimleri şöyle: Gülbey Şahin (80), Hakkı Özdoğan (45), İnciser Doğan (68), Muhlis Karaağaç (79), Aliye Aktop, Fatma Yalçındağ, İsmail Uysal.
514 yataklı hastanede tedavi gören 17’si çocuk ve bebeklerden oluşan 44 hasta, Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Dörtçelik Çocuk Hastanesi, Bursa Devlet Hastanesi ve diğer hastanelere sevk edildi.
7 YILDA 3 YANGIN
Hastane, 2002’de ‘Akıllı Hastane’ sloganıyla, her türlü donanıma ve teknolojiye sahip olduğu iddiasıyla açılmıştı. Ancak açıldıktan henüz 2 yıl sonra, 2004’te yanında trafo bulunan akaryakıt deposunda patlama olmuştu. Bu yangında trafo devre dışı kalmış, büyük paniğe yol açan yangında can kaybı yaşanmamıştı. Geçtiğimiz yıllarda da ameliyathanede bulunan elektrik kabloları erimiş, ufak çaplı bir yangın çıkmıştı. Ancak bu yangında da kilit nokta ‘elektrik kablolarıydı’.
BİR AY ÖNCE TATBİKAT YAPILDI
7 yıllık geçmişine 2 yangın sığdıran hastanede, sık sık yangın tatbikatları yapılıyordu. En son yangın tatbikatı ise 28 Nisan’da yapılmıştı. Bu tatbikat kapsamında İtfaiye Daire Başkanlığı’ndan Eğitim Amiri Haydar Dikme, tüm personele eğitim vermişti. Ayrıca hastane, ISO-9000 Kalite Belgesi’ne sahip.
İDDİALAR YANIT BEKLİYOR
8 kişinin canını alan yangına ilişkin ortaya çarpıcı iddialar atıldı. İnsanın kanını donduran iddialar, bir an önce yanıtlanmayı bekliyor. Bu iddialar şöyle:
1. Hastane personeli yangına müdahale etmek istedi, ama yangın tüpleri boştu.
2. İtfaiye ekipleri, yangın anında belediyenin afişlerini asıyordu. Bu nedenle yangına geç müdahale edildi.
3. Yangında trafolar atınca elektrik kesildi, jeneratör devreye girmedi. Böylelikle fişi çekilen ve solunum cihazına bağlı olan yoğun bakımdaki 16 hastanın 8’i yaşamını yitirdi.
NEDEN Özelleştirme
Hakkı Tali
Olay yerinde sorularımızı yanıtlayan Bursa Tabip Odası Başkanı Bülent Aslanhan, yangında sağlık çalışanlarının olağanüstü bir çabayla hastaları kurtarmaya çalıştıklarını belirtti. “Hizmetin verildiği alan, özelleştirilmiş bir birim ve bize göre sağlıktaki özelleştirmenin gelmiş olduğu boyut” diyen Aslanhan, sözlerine şöyle devam etti: “Bu hastaneye, her türlü önlemin alındığı söylenerek ‘akıllı hastane’ diyorlardı. Ancak bu yangın hastanelerimizin piyasaya nasıl terk edildiğini göstermiştir.”
Hastanelerde havalandırma sisteminin ayrı olması gerektiğine dikkat çeken Aslanhan, elektrik kablolarının havalandırma boşluğuna açık olarak döşendiğini vurguladı.
YÖNETMELİĞE AYKIRI KABLO KULLANILDI
“Bu tomografi cihazlarının kabloları yangına neden oluyor. Bu kablolardan çıkan duman, yoğun bakım ünitesine giderek hastaların tahliye edilmesi sonucunu doğuruyor” diyen Aslanhan, o kabloların yönetmeliğe göre bir alaşımla kaplı olması ve yangında duman çıkarmayacak kablolar olması gerektiğine dikkat çekti. Aslanlan, açıklamasına şöyle devam etti: “İşin içine maliyet girdiğinde, taşeron firmalar farklı kablolar kullanıyor. Raporlar çıktığında bunları daha rahat konuşacağız. Bu olay Bursa’daki hastanelerin yoğun bakım ünitelerinin ne kadar yetersiz olduğunu ortaya koyuyor” Aslanhan, tüm yetkilileri yaşananların hesabını vermeye çağırdı.
‘ÖLÜM GETİRİYOR’
Gazetemizin sorularını yanıtlayan SES Bursa Şubesi Başkanı Dr. Candan Coşkun, “Uzun süredir sağlıkta dönüşüm programıyla birlikte kamuda taşeronlaştırma, kamusal sağlık hizmetlerinin için için yanmasına neden oluyordu. Bu yeni bir sorun değil” dedi. Coşkun, taşeronlaşmanın daha önce Ankara’da enfeksiyon sonucu bebek ölümleri getirdiğini, Bursa’da da yoğun bakım hizmeti alması gereken hastaların yaşamını yitirmesiyle sonuçlandığını vurguladı. Coşkun, Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi’nin 2002’de ‘akıllı hastane’ sloganıyla açıldığını hatırlattı.
İNSAN HAYATINA DEĞER VERİLMİYOR
Elektrik Mühendisleri Odası’nın tespitlerine göre, hastanenin elektrik tesisatıyla ilgili çarpıcı iddialar olduğuna dikkat çeken Coşkun, “Kabloların açıktan döşenmesi maliyetlerin düşürülmesi için yapılmıştır ve burada insan hayatına zerre kadar değer verilmediğini göstermiştir” dedi. Bursa’da Dörtçelik Çocuk Hastanesi dışında hiçbir hastanenin Sağlık Bakanlığı yönetmeliğine göre yapılmadığının altını çizen Coşkun, “Sağlıkta dönüşüm programının yeniden düşünülmesini istiyoruz. İnsan hayatını tehlikeye sokmayan bir sağlık programı oluşturulması istiyoruz” diye konuştu.
Coşkun, 8-9 yaşında çocuk hastaların yoğun bakımda olduğunu belirtti.
AKIL ALMAZ AÇIKLAMA
Sabah saatlerinde Bursa’ya gelen Sağlık Bakanı Recep Akdağ, olay yerinde yaptığı açıklamalarla bir kez daha ‘pes’ dedirtti. Akdağ, hayatını kaybeden 8 hastanın 2’sinin “beyin ölümünün gerçekleşmesinin beklendiğini” dile getirerek, yaşanan ölümleri normalleştirmeye çalıştı.
Yaptığı ilk incelemelerden sonra yoğun bakım ve yenidoğan yoğun bakımda toplam 29 hasta bulunduğunu belirten Akdağ, şöyle konuştu: “Bu hastalardan erişkin yoğun bakımda yatan hastaların önemli bir bölümü solunum desteğine bağlı hastalar. Yine burada hayatını kaybeden 8 hastanın 2’sinin beyin ölümü beklenen hastalar olduğu ifade edildi.”
Akdağ, gazetecilerin ‘yangın söndürme tüplerinin boş olduğu’ yönündeki iddialara ilişkin soruları karşısında, “Yangın çok kısa bir sürede söndürülmüş. Bu tür spekülatif ifadelerde kimsenin bulunmaması lazım” dedi.
YANGINDAN KURTARILDI DOĞUM YAPTI
Yangının çıktığı saatlerde ilk doğumu için bekleyen genç bir kadın, itfaiye ekiplerince kurtarıldıktan sonra sevk edildiği Zübeyde Hanım Doğumevi’nde bir kız bebek dünyaya getirdi. Saat 02.00 sıralarında yangının çıktığı Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi’nde, yangından kısa bir süre önce doğum yapan Lale Demir, Ruhiye Anar, Gülhan Güler ve bebekleri ile doğum yapması beklenen Nesrin Arslan (24), itfaiye ekipleri tarafından kurtarılarak Zübeyde Hanım Doğumevi’ne sevk edildi.
Doğum sancıları sıklaştığı için hemen doğumhaneye alınan Nesrin Arslan, sabah saatlerinde bir kız bebek dünyaya getirdi. 2 kilo 920 gram ağırlığında doğan bebeğin sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. İlk çocuklarına böylesine zorlu bir dönemde sahip olduklarını ifade eden Arslan, bebeğin adını “Hira Nur” koyduklarını söyledi. Hastane yetkilileri, Lale Demir, Ruhiye Anar, Gülhan Güler ve bebeklerinin sağlık durumlarının iyi olduğunu kaydetti.
GAZETECILERIN SORULARI VALIYI KIZDIRDI
Olay yerinde açıklama yapan Bursa Valisi Şahabettin Harput ise gazetecilerin yangına geç müdahale edilip edilmediğine dair ve hastanede daha önce çıkan yangınlara ilişkin soruları karşısında sinirlendi. Geç müdahalenin mümkün olmadığını savunan Harput, “Hastanede bir yangın 4 yıl önce değil, 4 gün önce de çıkabilir. Yani her olayla bağlantı kurmak yanlış. Bu olayın gerçekten bir teknik hata mı, bir dikkatsizlik mi, yoksa bir başka nedenden mi çıktığı bilinmiyor” dedi.
Bursa Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı Orhan Doğan, “Yangının çıkış nedeni büyük ihtimalle elektrik ağırlıklı. Ama incelemelerimiz devam ediyor. Net bir şey yok, bilirkişi incelemesi sonrası durum açıklığa kavuşacak” dedi.
İl Sağlık Müdürü İsmail Hakkı Çelik de gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Bursa Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şubesi ekipleri hastaneye gelerek incelemeler yaptı. Hastanede dün poliklinik hizmetleri verilmezken, yalnızca acil servis hizmetleri verildi. Dün yapılacak ameliyatlar da ertelendi.
Türk-İş’e bağlı TEKSİF Sendikası Merkez Yönetimi, yangının sorumluluğunun taşeronlaşma olduğunu belirtti. Eski genel başkanları Şevket Yılmaz’ın adını taşıyan hastanedeki yangına ilişkin dün yazılı bir açıklama yapan TEKSİF Yönetim Kurulu, yangının ağır ihmal ve tedbirsizlik yüzünden felaket halini aldığı iddiasını hatırlattı. (Evrensel)
Baz istasyonlarina tepki 0 Kommentare
Kaledibi Mahallesi Muhtarı Ahmet Kayış ise gerekli yerlere müracaat yaptıklarını oradan çıkacak sonuca göre hareket edeceklerini belirterek, ''Kesinlikle baz istasyonunun yerleşim yerlerinin yakınına kurulmasını istemiyoruz. Yetkililerden bu konuda destek bekliyoruz.'' dedi. (AA)
Obama Ebu Gireyb`teki iskence fotograflarini sansurledi 0 Kommentare
Taguba, Obama'nın fotoğrafların yayımlanmaması yönündeki kararına kendisinin de katıldığını dile getirdi. Adli amaç dışında yayımlanmalarının amacının ne olduğuna emin olmadığını ifade eden Taguba, "Fotoğrafların yayımlanması dış politikamızın tek koruyucuları olan askerleri en çok ihtiyacımız olduğu dönemde tehlikeye atacaktır" dedi. Taguba'nın bu açıklamaları, bugüne kadar hiç yayımlanmamış fotoğrafların olduğunu kanıtladı.
AMERİKAN ASKERLERİ KADIN VE ERKEK MAHKUMLARA TECAVÜZ ETMİŞ
Daily Telegraph'a göre, Irak'taki Ebu Gıreyb cezaevindeki mahkumlara kötü muameleyi gösteren yeni fotoğraflarda, önceden belgelenenlerden çok daha ağır ihlaller var.
Habere göre, yeni fotoğraflardan en az birinde bir Amerikan askerinin bir kadın mahpusa tecavüzü, bir diğerinde bir erkek mahkuma tecavüz, bir diğerinde daha bir kadın mahpusun vücudunun üst tarafındaki kıyafetlerin zorla çıkarılması, başka fotoğraflarda da mahpuslara cop, tel gibi cisimlerle tecavüz görüntüleri yer alıyor.
Gazete, yeni fotoğrafların 2001-2005 yılları arasında Ebu Gıreyb ve diğer 6 tutukevindeki 400 ihlal vakasıyla ilgili olduğunu duyurdu. (CiHAN)
Sampiyon Barcelona 0 Kommentare
Maça iyi başlayan Manchester, ilk 10 dakikada baskılı oyunuyla Barcelona'nın pas yapmasını engelledi. İngiliz ekibi Manchester bu dakikalarda Ronaldo'nun serbest vuruşuyla gole yaklaştı, ancak kaleci Valdes'i geçemedi.
10. dakikada Eto'o'nun golüyle herşey değişti. Maçta 1-0 öne geçen Barcelona oyunun kontrolüne tamamen ele geçirdi. Golden sonra Barcelona alışılmış pas trafiğine başladı.
İlk yarı Barça'nın 1-0 üstünlüğüyle başladı. İkinci yarıya Tevez ile başlayan Manchester ilk yarıda olduğu gibi gol pozisyonu bulmakta zorlandı.
Barcelona'yı rahatlatan gol Arjantinli yıldızı Messi'nin kafasından geldi; Arjantinli süper yıldız, Xavi'nin ortasında Şampiyonlar Ligi'nde bu sezon 9. golünü attı ve ligin en golcü futbolcusu oldu. Katalan ekibinin orta sahada oyuncusu Xavi ise verdiği 7 gol pasıyla asist krallığını elde etti.
Sonraki dakikalarda başka gol olmadı ve maç 2-0'lık Barcelona'nın galibiyetiyle sonuçlandı.
Bu skorun ardından; Barcelona Teknik Direktörü Pep Guardiola, Katalan ekibinin başındaki ilk yılında La Liga ve İspanya Kral Kupası'nın (Copa Del Rey) ardından Şampiyonlar Ligi'ni de kazanmış oldu.
Katalonya'da kutlamalara müdahale
Finalde Manchester United'ı 2-0 yenerek Avrupa Şampiyonlar Ligi kupasını kazanan Barcelona'da Katalonya'da taraftarların yaptığı kutlamalara polis müdahale etti. Çıkan olaylarda en az 20 kişinin gözaltına alındığı açıklandı. (Gunluk)
Diyarbakir`da 72 kurumdan PKK`ya cagri 0 Kommentare
Gozaltindaki KESK`liler avukatlari ile gorusturulmuyor 0 Kommentare
5 cocuk savciliga sevkedildi 0 Kommentare
Sinirda yeni karakollar insa ediliyor 0 Kommentare
PKK'nin 1 Haziran'a kadar uzattığı eylemsizlik kararının ardından, Kürt sorununun çözümüne yönelik başlatılan tartışmalar devam ederken, Bölge'deki operasyonlara da hız verildi. Hakkari bölgesine yeni askeri birlikler sevk edilirken, sınır bölgelerinde de operasyonlar sıklaştı. Federal Kürdistan Bölgesi sınırına yeni karakollar inşaa edilirken, çok sayıda askerin de sık sık keşif amaçlı sınırı geçtiği öğrenildi. Özellikle Bolu, Kayseri, Isparta taburlarından gelen askerlerin de bulunduğu birliklerin, sınır noktalarına yerleştirildiği belirtiliyor. Yıllardır çamurdan geçilmeyen sınırdaki bazı köylerin yolları ise operasyonlar nedeniyle asfaltlanmaya başlandı. Birçok noktaya da sivillerin girişi yasaklandı. Askeri hareketliliğin en fazla yoğunlaştığı yerlerden biri olan ve Federal Kürdistan Bölgesi'ne sıfır noktada olan Çukurca'da, özellikle Hezil Çayı etrafına Özel Harekat Timleri'nden oluşan bir bölük konumlandırılırken, sınırdaki stratejik tepelere tank ve zırhlı personel taşıyıcı askeri araçlar yerleştirildi. Son olarak Çukurca 3. Taktik Sınır Jandarma Alay Komutanlığı'nda kış boyunca konumlanan askerlerin, sınır hatlarına kaydırıldığı öğrenildi. Köprülü (Gêman), Serisivi(Tekev), Işıklı (Ziyaniş), Kavuşak (Bilican), Kazan (Tiyar), Şivişk, Eriş, Erbuş, Ertuş (Uzundere) bölgelerinin birçok noktasına mayınların döşendiği öne sürülürken, söz konusu bu bölgelere sivillerin de girişi yasaklandı. Stratejik tepelere termal kamaralar yerleştirildi. Askeri hazırlıkların yanısıra Hakkari ile Çukurca arasında 3 barajın yapılması için de inşaa çalışmaları başlatıldı. Barajların yapılacağı alanların ise korucular tarafından korunacağı öğrenildi.
Yeni karakollar inşa ediliyor
Askeri hareketliliğin arttığı noktalardan biri olan Şemdinli ilçesi ile Derecik beldesi sınırlarında ise askeri hareketliliğin yanı sıra yeni karakollar da inşa edilmeye başlandı. Özellikle sınır noktasında bulunan ve Federal Kürdistan Bölgesi'nde bulunan Hupe ve Idılbı köyleri arasında TSK tarafından karakol yapıldığı öğrenildi. Şemdinli ile Derecik arasında bulunan Bêgozê Salara tepesinde de büyük bir karakol yapıldığı bildirildi. Yaylapınar (Salara) köyü girişinde ise askeri nizamiye kurularak aramalar gerçekleştirilmeye başlandı. Beyyurdu (Bidevi) köprüsünde ise seyyar karakol inşa edildi. Bölgedeki köyler arasındaki yollar ise asfaltlanmaya başlandı. Operasyonların yoğunlaşmasıyla birlikte Yüksekova ile Esendere arasında konumlanmış olan ve tamamı özel eğitimden geçmiş, subay, astsubay ve uzmanlardan oluşan Efeler Taburu ise Irak ile Türkiye sınırlarının kesiştiği Anadağ (Navberojan) bölgesine konumlandırıldı. Sınır noktasına yerleşen Efeler Taburu'na bağlı askerlerin sık sık sınır bölgesine geçtiği öğrenildi. Ayrıca Soğuksu (Tisi), Bağlar (Nehri), Tanyolu (Gelişen), Tekeli (Gare), Malava, Bozağaç (Reşidan) ile Gerdi bölgesinden, Canlıkaya (Silo), Koçyiğit (Kelit), Ormancık (Bıgalte), Dêrki, Bidav (Ayranlı), Suvaherki (Meşelik), Uzumkıran (Dı) bölgelerinin de tampon bölge amaçlı olduğu için yasaklı bölge ilan edildiği öğrenildi. Bölgeye giren köylülerin dahi özel izin alarak girişlerine izin verildiği öğrenildi.
Ortak operasyon
İran sınırında da hareketlilik artmaya başladı. Özellikle Esendere bölgesinde bulunan Kotol Dağı'na İran ve Türk karakolları kurulmaya başlandı. Yeni karakollar inşa edilirken, eski karakollara ise tanklar gönderildi. Yüzlerce askerin bulunduğu ve sürekli termal kameralarla gözetlenen Sarıyıldız (Kokep), Güvenli (Şahı), Ovaiçi (Basan), Ağaçlı (Aylava) ve Vargeniman, Meşgan karakollarına zırhlı araç takviyesi ve asker birlikler sevk edildi. Paygaha İspi bölgesinde ise gündüz İran askerleri mevzilenirken gece Türk birliklerine ait piyade askerlerin mevzilendiği öğrenildi. Sıro Taburu, Ganık, Alusan, Gengeçin, Erbilan, Dırı bölgesinde konumlanan İran güçleri ise bazı noktalarda helikopter pistleri yapmaya başladı. Dağlıca (Oramar) sınır hattında ise yeni birlikler kaydırıldı. Yoğun askeri hareketliliğin yaşandığı bölgede, Genelkurmay Başkanlığı, Çukurca, Yüksekova ve Şemdinli'de verdiği koordinatlarla yasak bölgeleri belirledi. (Gundem)
Abdullah GUl`den `Kurt sorunu`na yonelik yeni aciklama 0 Kommentare
Gül, 'DTP sizce bu sürece katkı sağlıyor mu?' sorusuna ise DTP dahil Meclis'te olan bütün partilerin hepsinin katkı sağlaması gerektiğini belirtrek 'Herkesin sorunudur bu. Herkes bu işe yapıcı, zorlaştırmayıcı, Türkiye'ye yakışır şekilde olgunluk içinde halledilmesi için ne gerekiyorsa, bunun yapılması gerekir' yanıtını verdi.
Abdullah Gül açıklamsında PKK ile pazarlığın yapılmayacağını belirterek 'Bir yerde şiddet varsa o zaman demokratik standartların yükseltilmesinde bile zorlukla karşılaşılır' dedi.(ANF)
52 DTP`li hakkinda on iddianame hazirlandi 0 Kommentare
İddianamede, Diyarbakır'da 2 yıl boyunca fiziki ve teknik takibi yapılan 8 kişilik 'Yerel Yönetimler Komisyonu'nun 'KCK Türkiye Meclisi' adına faaliyet yürüttüğünün tespit edildiği öne sürüldü. Bu komisyon üyelerinin PKK'nin kent merkezlerindeki eylemlerini koordine ettikleri, yargısal ve mali çalışma yaptıkları kaydedildi. Ayrıca Türkiye'de faaliyet yürüten KCK/TM mensuplarının, ''KCK Anayasası'' gereğince örgütün Avrupa sorumlusu olan Sabri Ok ile sürekli görüşme içerisinde oldukları bildirildi.
İddianamede, PKK tarafından, İl Örgütlenme Komiteleri adı altında Türkiye Meclisi'nin (TM) yeniden yapılandırılmasına yönelik olarak ülke genelinde belirlenen 237 delegenin katılımıyla İstanbul'da 03-05 Kasım 2006'da bir toplantı gerçekleştirildiği belirtilerek, şöyle denildi:
'Toplantıda; 'TM yapılanmasıyla aynı paralelde faaliyet gösterecek yapılanmaların İran, Irak ve Suriye'de de hayata geçirilmesi, ülke genelinde bölge, il, ilçe, semt, mahalle ve sokak meclisleri şeklinde örgütlenerek, halkın sorunlarının oluşturulan meclisler marifetiyle çözülmesi, örgüte müzahir (yardımcı) kurum ve kuruluşların dağınık örgütlenmelerinin önüne geçilmesi, Irak'ın kuzeyinde ve İran'daki örgüt kamplarına eğitim çalışması için gidecek şahısların koordine edilmesi, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın avukatları ve ailesiyle görüşememesi durumunda ülke genelinde kitlesel eylemler düzenlenmesi, cezaevlerinden tahliye olan, ancak örgütsel faaliyetlere katılmayan şahıslara yönelik çalışmalar gerçekleştirilmesi ve aksine hareket edenlere karşı çeşitli yaptırımların uygulanması, terör örgütünün kadın yapılanması YJA/Star (Özgür Kadın Birlikleri) ve KJB (Yüce Kadınlar Topluluğu) ile eş güdümlü olarak şehir merkezlerinde kadınların mahallelere kadar eylemsel amaçlı yerleştirilmesi' yönünde kararlar alındığı belirlendi.'
İddianamede, KCK sözleşmesinin, ''eyalet ve bölge örgütlenmesi'' üst başlığındaki 21. maddesinde, düzenleme yapıldığı kaydedilen iddianamede, şöyle devam edildi:
'KCK'nın eyalet ve bölge örgütlenmesi üst başlığındaki 21. maddesinde 'ülkenin coğrafi ve etnik-kültürel özelliklerine göre ayrıştırılması ile 'eyalet-bölgeler oluşturma' ve bu temelde örgütlenerek demokratik konfederalizm sistemi içinde yer alır. Eyalet-bölgelerin karar organı eyalet-bölge meclisleridir. Meclislerin sayı ve bileşimleri nüfus yoğunluğu ve örgütlülük durumuna göre belirlenir. Eyalet-bölge meclislerinin üye sayılarının yarısı doğrudan ve eyalette yaşayan halk tarafından serbest seçimle, diğer yarısı ise söz konusu eyalet-bölgedeki özgür toplum meclisleri ve konfederalizmin bileşen ve örgütlerinin durumlarına göre uygun düzenlenmiş kota sistemi ile belirlenir. Çalışma düzeninde Kongra-Gel ve halk meclisi sistemlerini esas alır. Eyalet-bölge meclisi söz konusu eyaletteki halkın yaşamının ve mücadelesinin gerektirdiği kararları oluşturmakla görevlidir. Yılda iki kez toplanır ve gündemini tamamlayana kadar çalışır. Eyalet meclisi eyalet koordinasyonunu seçer ve faaliyetlerini denetler' şeklinde düzenleme yapılmıştır.' (ANF)
KESK : `Operasyon bir gozdagidir` 0 Kommentare
KESK Genel Merkezi'nde yapılan baskın sırasında sendika önünde açıklama yapan KESK Genel Sekreteri Emirali Şimşek, sendikalarına yönelik eş zamanlı Türkiye'nin birçok bölgesinde operasyon yapıldığını ve gözaltıların yaşandığını ifade etti. KESK Genel Kadın Sekreteri Songül Morsünbül, Eğitim Sen Kadın Sekreteri Gülçin İspir ve Ankara Eğitim Sen 2 Nolu Şube Yöneticisi Lami Özgen'in gözaltına alındığı bilgisini veren Şimşek, 'Genel Merkez binamızda usulsüz bir şekilde arama yapıldı. İzmir jandarması da kendi yetkisini aşan bir şekilde arama ve tutuklama kararı çıkarıyor. Yapılan arama hukuk dışıdır' dedi. Şimşek, sendikalarına yönelik yapılan operasyonun 'Terör örgütü' operasyonu olarak yansıtılmasına tepki göstererek, 'Bu hiçbir şekilde doğru değildir. KESK 20 yıldır emek ve demokrasi mücadelesi veren bir sendika örgütüdür. Böylesi bir operasyonun yapılması için 40 kere önce düşünülmesi gerekir' diye konuştu.
'Hukuksuz uygulamayı derhal durdurun'
Yapılan operasyonu bir gözdağı olarak değerlendiren Şimşek, sendika merkezlerinde Amargi dergisine de el konulduğunu, yaptıkları bütün yazışmaların suç unsuru olarak gösterildiğine vurgu yaptı. Şimşek, sendika merkezindeki aramanın devam ettiğini dile getirerek, 'Aramaların niçin yapıldığını bilmiyoruz. Bu aramanın başında savcı niye yoktur. Avukatlarımız savcılara ulaşamıyorlar. Bu hukuksuz uygulamayı derhal durdurun. Gözaltına alınanlar hemen serbest bırakılmalıdır' dedi.
Sendikadaki arama sürerken, destekler de devam ediyor. DTP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır ile ÖDP Milletvekili Ufuk Uras da sendika önüne geldi.
KESK`in Ankara`da bulunan genel merkezine bu sabah 6:30 civarinda terorle mucadele polisleri tarafından baskın düzenlenmisti. Baskinin Izmir 10. Agir Ceza Mahkemesi`nin karari ile yapildigi belirtilirken , 5 ayri ilde de Jandarma `Terorle Mucadele` adi altinda operasyon larina devam ediyor. (DiHA)
ABD Askerleri Filipinler'de Bizzat Operasyonlara Katılıyor 0 Kommentare
TAYAD'lıların Ankara Günlüğü 0 Kommentare
TAYAD'lıların Ankara Günlüğü 22 Mayıs 2009 günü İstanbul'dan yola çıkan TAYAD'lı Aileler, 23 Mayıs 2009 Cumartesi günü Ankara'ya vardılar. "Tecrite Son" ve "Sohbet Hakkı Uygulansın" yazan TAYAD'lı Aileler imzalı dövizler elin etrafına yerleştirildi. "Hapishanelerde tecrit ve işkenceye son, sohbet hakkı uygulansın" yazan TAYAD'lı Aileler imzalı pankart, el ile yanındaki ağaç arasına asıldı. Saat 12.30'da el heykelinin önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı TAYAD'lı Aileler'den Niyazi Ağırman okudu. TAYAD'lı Aileler, üzerinde "Tecrite Son" ve "Sohbet Hakkı Uygulansın" yazan TAYAD'lı Aileler imzalı önlükler giydiler. Analar beyaz başörtüsü ve kırmızı bant, babalar ise üzerinde TAYAD'lı Aileler yazan beyaz şapka taktılar. Açıklamanın ardından gün boyu parkta bildiri dağıtıldı. Akşam saat 18.00'de Devrimci Memur Hareketi üyesi yaklaşık 100 kişilik bir kitle aileleri ziyaret etti. 25 Mayıs 2009 Pazartesi günü TAYAD'lı Aileler, sabah saat 07.30'da elin önünde toplandılar. Sabah işe giden Ankaralılar'a bildiri dağıttılar. Çok sayıda bildiri halka ulaştırıldı. Daha sonra Ayhan Bayrak, Niyazi Ağırman ve Paşa Çimen'den oluşan TAYAD'lı Ailelerden bir grup, basın kuruluşlarını, gazete ve TV'leri gezmek üzere parktan ayrıldılar. Aynı anda, Fahrettin Keskin, Lerzan Taşçıer, İsmet Ertürk isimli TAYAD'lıların oluşturduğu bir başka grup da demokratik kitle örgütlerini, sendika ve konfederasyonları, Çankaya Belediyesi'ni, Ankara Barosu'nu gezmek üzere parktan ayrıldılar. Her iki grup TAYAD'lı Aileler, yanlarına, önceden hazırladıkları dosyayı, 2008 hak ihlalleri kitapçığını ve bildiriler aldılar. Bu dosya, kitapçık ve bildiri, gidilen yerlere verildi. Basın kuruluşları ile görüşmeye giden heyet buralarda yetkililerle konuşarak, Abdi İpekçi Parkı'na neden geldikleri konusunda bilgi verdi. Hazırlanan dosya, bildiri ve hak ihlalleri kitapçığı basına dağıtıldı. Bu görüşmelerden sonra Taraf Gazetesi'nden muhabir Adnan Keskin telefon ile Av. Behiç Aşcı'yı arayarak röportaj yaptı. Hayat TV de Abdi İpekçi Parkı'na gelerek röportajlar yaptı. Yine TAYAD'lı Aileler'den Melek Akgün, Halil Karaoğlan, Ayşe Şahin, Fatime Koyupınar, CHP milletvekili Canan Arıtman'ı ziyarete gittiler. Burada TAYAD'lı Aileler tarafından kendisine verilmek üzere getirilen rapor, kitapçık ve bildiriye kapıda polisler tarafından el konuldu. TAYAD'lı Aileler görüşmede, kendisinin milletvekili olarak yapabileceği çok şey olduğunu, sorunu meclis gündemine taşıyabileceğini, soru önergesi verebileceğini, eğer ileride hapishanelerde yeniden ölüm orucu eylemi başlar ise bunun sorumluları arasında sessiz kalan milletvekillerinin de olacağını söylediler.
İŞTE MİCROSOFT'UN GERÇEK YÜZÜ 0 Kommentare
ABD'nin ambargo uyguladığı Küba, İran, Suriye, Sudan ve Kuzey Kore'de yaşayan bilgisayar meraklıları artık Windows Live Messenger (eski adıyla MSN) kullanamayacak. Microsoft tarafından uygulanan amborga yüzünden bu hizmeti almak isteyen kullanılıcılar '810003c1: We were unable to sign you in to the .NET Messenger Service' hatası ile karşılaşacaklar.Dünya çapında yaygın olarak tercih edilen anında mesajlaşma yazılımı Windows Live Messenger, birçok kullanıcı tarafından kullanılıyor. Bu yasağı aşmanın bir yolu olarak Live.com adresine kullanıcı adı ile girilip ülke bölümünün değiştirilmesi gösteriliyor. Ancak bunun her kullanıcıda işe yaramadığı da belirtiliyor.Konuyla ilgili olarak Microsoft cephesinden resmi bir açıklama yapılmadı. Adı geçen ülkelerde yaşayan kullanıcılar ise ambargoya tepki gösterdiler.
Nisan ayinda Rusya`da 200 bin kisi issiz kaldi 0 Kommentare
Cuma günü açıklanan resmi istatistiklere göre, mart ayında 400 bin, şubatta 700 bin olan yeni işsiz sayısının nisanda 200 bine gerilediği anlaşılıyor. Yılbaşından beri 1,3 milyon kişi işinden oldu. Krizin patlak verdiği ağustos 2008’den beri iş kaybı 3.2 milyona ulaştı.
Şu an Rusya son dokuz yılın en yüksek işsizlik oranına ulaştı. Bir çok uzman yıl sonu itibarıyle yüzde 12’lik oranın sürpriz olmayacağını düşünüyor.
Perakende sektörü darbe yiyor
İşsizlik oranındaki artış, perakende sektörüne de sert darbe vurmaya başladı. Nisanda perakende sektörü, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 5.3 küçüldü. Sermaye yatırımları yüzde 16 azalırken, perakende de trend aşağı dönmeye başladı. Reel gelirlerdeki düşüş şimdilik yüzde 3 olarak saptanıyor. (Interfax)
Altin Palmiye Odulu bu yil Haneke`nin 0 Kommentare
En iyi yönetmen ödülünü, ''Kinatay'' isimli filmiyle Filipinli Brillante Mendoza alırken, jüri özel ödülü de İngiliz yönetmen Andrea Arnold'un ''Fish Tank'' isimli filmi ile Güney Koreli Park Chan-wook'un, ''Thirst, ceci est mon sang'' isimli filmine verildi.
Festivalde, en iyi senaryo ödülünü de Çinli Lou Yee'nin ''Nuits d'ivresse printaniere'' isimli filmi aldı.
Fransız oyuncu Charlotte Gainsbourg, Lars von Trier'in ''Antichrist'' filmiyle en iyi kadın oyuncu ödülünü, Avusturyalı Christoph Waltz da Quentin Tarantino'nun, ''Inglourious Basterds'' isimli filmindeki performansıyla en iye erkek oyuncu ödülünü kazandı.
86 yaşındaki Fransız yönetmen Alain Resnais de şu ana kadarki çalışmalarından dolayı ''özel ödül''e layık görüldü.
''Altın Palmiye'' için yarışan filmlerin dışındaki kategorilerde gösterilen 26 film içinde Avusturyalı Warwick Thornton'un ''Samson et Delilah'' isimli filmi de ''Altın Kamera'' ödülü kazandı.
62. Cannes Film Festivali, Jan Kounen'nin yarışma dışı gösterilen ''Coco Chanel et Igor Stravinsky'' isimli filminin gösterimiyle sona erdi. (AA)
Kuzey Kore nukleer deneme yapti! 0 Kommentare
Kuzey Kore resmi haber ajansı KCNA, "Bilimadamlarımız ve teknisyenlerimizin istekleri doğrultusunda ülkemiz, kendini savunmada nükleer enerjinin güçlendirilmesinin bir parçası olarak, bugün başarılı bir yer altı nükleer denemesi yapmıştır" denildi. Güney Kore'nin Yonhap haber ajansına göre, Seul yönetimi ilgili bakanlıkları acil güvenlik toplantısı yapmaya çağırdı.
BM guvenlik konseyi toplanacak
Cumhurbaşkanlığı ayrıca Kuzey Kore'nin nükleer deneme yapıp yapmadığını anlamak için bugün ulusal güvenlik konseyinde de konuyla ilgili bir toplantı yapmayı kararlaştırıldığını bildirdi.
Kuzey Kore, Birleşmiş Milletler'in kendilerine yönelik bildirilerini protesto etmek için ikinci bir nükleer deneme yapma tehdidinde bulunuyordu.
Nükleer deneme yaptığını açıklayan Kuzey Kore'nin, bir de kısa menzilli füze denediği bildirildi.
Güney Kore'nin Yonhap haber ajansı, Kuzey Kore'nin, ülkenin kuzeydoğusundaki Musudan-ri deneme merkezinden 130 kilometre menzilli bir karadan havaya füzeyi ateşlediğini bildirdi.
Kuzey Kore 5 Nisan'da aynı fırlatma tesislerinden, uzun menzilli bir füze de denemişti.
Bu arada, BM Güvenlik Konseyi'nin Kuzey Kore'nin nükleer denemesiyle ilgili olarak acil toplanacağı bildirildi.
Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi, Konsey'in bugün olağanüstü bir toplantı yapacağını açıkladı.
Bu arada İngiltere, Kuzey Kore'nin yeni bir nükleer denemede bulunduğu haberlerine, ''BM kararının ihlali'' açıklamasında bulundu.(AA)
Grevin 100. gununde `yuzsuzler`e seslendiler 0 Kommentare
Sabah-atv’nin Balmumcu’daki merkezi önünde 100 dakikalık oturma eylemi yapan grevciler, daha sonra Taksim’e yürüdüler.
Balmumcu’da yapılan eylemde sık sık “Yaşasın sınıf dayanışması”, “atv’de Sabah’ta grev kazanacak”, “Genel grev genel direniş”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz”, “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Sendika yoksa üretim de yok” sloganları atıldı. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikaların yanı sıra, gazetemiz Evrensel ve Birgün gazetesi çalışanları, direnişteki Meha Giyim, Sinter Metal ve IBM işçileriyle Eğitim Sen ve Emek Partisi üyeleri de destek verdi.
Sabah-atv önünde grevciler adına konuşan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçi, basın sektöründe 29 yıl aradan sonra yapılan grevle Türkiye gazetecilerine haklarını hatır gönül ilişkileriyle değil mücadeleyle kazanma anlayışını kavrattıklarını söyledi. İpekçi, Sabah-atv’nin bağlı olduğu Turkuvaz patronunun uzlaşmaz tutumuna rağmen, gelen dayanışmanın mücadele gücünü artırdığına dikkat çekti.
ANKARA’YA YÜRÜYECEKLER
Grevciler hukuksuzluğa karşı mücadelelerini sürdürürken, Başbakan ve bakanların Turkuvaz patronunun işlediği suçları görmezden gelmeye devam ettiğini ifade eden İpekçi, “Bundan sonra sendikal hak ve basın özgürlüğü mücadelemizi hükümetin duyabileceği platformlara taşıyacağız. Başkente yürüyeceğiz, Başbakanlığın önüne gideceğiz. Meclis’in gündemine getirmenin adımlarını atacağız. Avrupa Parlamentosu’nda tartışılmasının yolunu açacağız” diye konuştu.
Başbakan’ın yaşanan hukuksuzluğu ortadan kaldırmanın olanaklarına sahip olduğunu ancak sessiz kaldığını vurgulayan İpekçi, şöyle devam etti: “Halkın sesine kulaklarınızı tıkayıp, Avrupa Birliği’nin talimatlarını mı bekleyeceksiniz?”
BAŞARIYA ULAŞANA KADAR
100 gündür bir yandan sendikal hak kavgası verdiklerini, bir yandan da halkın haber alma hakkı için mücadele ettiklerini dile getiren Ercan İpekçi, mücadelelerinin başarıya ulaşana kadar süreceğini duyurdu.
Kamuoyunun doğru bilgiye sahip olmamasında, yanlış ve yönlendirici bilgi yayılmasında, emek haklarının yok sayılmasında siyasi iktidarla ticari çıkar ittifakı kuran medya patronlarının sahibi olduğu medya kuruluşlarının önemli bir yer sahibi olduğunu ifade eden İpekçi, “Hangi yüzümüzden vazgeçelim diyerek imaj düzeltmeye çalışanlara yüz gündür ‘ikiyüzlülükten vazgeçin’ çağrısı yapıyoruz. Bu anlayışınız değişmedikçe yüzlerce gün daha bunu söylemeyi sürdüreceğiz” diye konuştu.
Konuşmaların ardından grevciler ve onlara destek vermeye gelen emekçiler tek sıra halinde Taksim’e doğru yürüyüşe geçtiler. Mecidiyeköy üzerinden yürüyen emekçiler ellerinde “Yüzsüzlere100 grevde 100 gün”, “Çalık elini sendikamdan çek”, “Sabah okumuyorum atv seyretmiyorum. Greve destek ver”, “Sendikasızlaştırmaya hayır” yazılı dövizler taşıdılar.
DESTEK SÜRECEK
Kendine “Aydınım” deyip de grevi görmezden gelenleri kınayan Türk-İş 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak da Sabah-atv grevi başarıya ulaşana kadar mücadelenin arkasında duracaklarını ve destekleyeceklerini söyledi. (İstanbul/EVRENSEL)
Isciler baskilari protesto etti 0 Kommentare
Ancak sendikacıları taşıyan tekne, Ford limanına 1 kilometre kala durduruldu. Personel ve can yeleği eksikliği iddiasıyla tekneyi bağlayan güvenlik güçleri, tekneyi yaklaşık bir buçuk saat deniz ortasında bekletti. Sendikacılar haklarının engellenmesini sloganlar ve alkışlarla protesto etti. “Baskılar bizi yıldıramaz’, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek”, “Taşeron sendika istemiyoruz” sloganları atan sendikacılar, tüm girişimlerine rağmen yola devam edemedi. Burada basına açıklama yapan Belediye-İş Eğitim Sekreteri Bayram Özkan “Bu hukuksuzluğa son verin, yoksa işyerlerinde yaşanacak olaylardan Büyükşehir Belediye Başkanı sorumludur. Bu eylem ne ilk olacak ne de son. Kocaeli işçilerine uygulanan baskı son bulana kadar mücadelemize devam edeceğiz” uyarısında bulundu.
Belediye-İş üyeleri ve yöneticileri, Hizmet-İş’e geçmeleri yönündeki baskılara karşı daha önce de kendilerini üst geçide zincirleme, çadır kurma ve kitlesel basın açıklaması gibi eylemler yapmışlardı. (Evrensel - Kocaeli)
Van`da silahlari susturun cagrisi 0 Kommentare
Mitingde konuşan DTP Eş Başkanı Ahmet Türk, Kürt sorununun çözümü için silahların ülkenin gündeminden kaldırma çağrısında bulundu.
Miting nedeniyle bölge illerinden Van’a araçlar kaldırıldı. Van Kalesi yanında bulunan Kültür Parkı’nda yapılan, mitinge iki koldan yapılan yürüyüşle başladı. Gençlik ve kadınlar tarafından düzenlenen ve iki yolda başlayan yürüyüş için sabah saatlerinden itibaren birçok mahalleden gelen kitle İpek Yolu üzerinde bulunan Kedi Kavşağı ile Alman Hastanesi önünde bir araya geldi. Birçok ilden katılımlarla ilk olarak Kedi Kavşağı’nda bir araya geldi. Abdullah Öcalan lehine sloganlar atıldı.
Helikopterlerin sürekli uçuş yapması dikkat çekerken, kitle miting alanına arama noktalarından geçirildikten sonra alındı. Kadınlar yöresel kıyafetleriyle katılımlarıyla alanı renk cümbüşüne dönüştürdü.
DTP Eş Başkanı Ahmet Türk, DTP Milletvekilleri, Van Belediye Başkanı Bekir Kaya, KESK Kadın Sekreteri Songül Morsümbül, DTP Genel Merkez yöneticileri, DTP bölge belediye başkanları ve il başkanları miting alanına birlikte girdi. DTP heyeti kitle tarafından sloganlarla karşılandı.
“DTP’yi susturma silahları sustur, çatışmasızlığa cevap ver”, “Faşizme hayır demokrasiye evet diyoruz, çatışmasızlığı sürdürelim barışa yol verelim”, “Ne operasyon ne savaş toplumsal barış için ayrımsız genel af”, “Ya gerçek demokrasi ya hiç” pankartları açıldı.
Mitingin açılış konuşmasını yapan DTP Van İl Başkanı Selim Ertaş, hükümete çatışmasızlık kararına cevap vermeye çağırdı. Kürt halkının bütün barış taleplerine sürekli operasyon ve baskılarla cevap verildiğini de belirten Ertaş, “Bütün inkar ve imha politikasına rağmen Kürt halkı gösterdiği büyük direnişle bu güne geldi ve siyaset arenasında yerini aldı” dedi.
TÜRK: GEREKLİ ÇABAYI GÖSTERECEĞİZ
DTP Eş Başkanı Ahmet Türk, DTP’li milletvekillerinin ifadelerinin alınmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Ahmet Türk, “Bizler sanki dokunulmazlıklarımız yokmuş gibi mahkemeye davet ediliyoruz. Türkiye’de geçmişten bu yana böyle bir uygulama yok. Bize yapılanlar hukuksuzluktur. Kısacası bir oyundur” dedi.
Kürt sorununu Türkiye’nin bütünlüğü içinde çözmeyi dile getirdiklerini anlatan Türk, “Dokunulmazlığımız olduğu sürece biz mahkemeye gitmeyeceğiz. Önemli bir süreçten geçiyoruz. Her zaman barıştan yana olduk. Bu barış taleplerimiz birileri tarafından farklı algılanıyor. Ama biz sonuna kadar özgürlükten yanayız. 14 Nisan’da partili arkadaşlarımıza operasyon yapıldı. Geçmişte de baskı ve bu zulmü gördük ama eğilmedik”diye konuştu. Kürt sorunu ile ilgili tartışmalar yaşanırken, bu gün çeşitli bölgelere operasyon yapıldığını kaydeden Türk, silahların susturulması konusunda ellerinden gelen desteği göstereceklerini vurguladı.
Türk, şunları dile getirdi: “PKK’nin geçen günlerde bir açıklaması oldu. Silahların susması ve siyasi sürece hazır oldukları yönünde. Öcalan da barış için hazırdır. Akil insanlardan bir heyet oluşturulsun diyorlar biz buna da hazırız. Bizim tek rüyamız barış ve özgürlük rüyasıdır. Şartlar ne olursa olsun barış ve özgürlükten yana olacağız. Türkiye’de kamplaşmayı sağlayarak oy isteyenleri biliyoruz. Bu süreçte barış isteyenler mi zafere ulaşacak yoksa ranttan beslenenler Türkiye’yi kaosa mı sürükleyecek. Bunu yaşayıp göreceğiz. 10 gün önce Sayın Cumhurbaşkanı’na (Gelin bu kanı durduralım) dedim. Fakat yaşanan bu acılardan ders almamış bazı kesimlerin bu fırsatı ortadan kaldırmak istediklerini görüyoruz. Kürt sorununu hep beraber çözelim, silahları Türkiye’nin gündeminden kaldıralım. CHP halka olan vicdani sorumluluğunu yerine getirsin.”(Evrensel)